Logo

11. Hukuk Dairesi2024/48 E. 2024/8260 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin istinaf başvurusunu esastan reddetme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1576 Esas, 2023/1514 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2016/902 E., 2021/296 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Banka ile dava dışı ... Gelişim Ozalit San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen 20.01.2015 tarihli 2.000.000,00 TL limitli kredi sözleşmesi imzalandığını, dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, davalılar ..., ..., ... , ..., ... Elektronik.. Şti.'nin sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, borcun ödenmemesi üzerine Beşiktaş 17. Noterliği'nin 08.09.2015 tarih ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine Ankara 19. İcra Müdürlüğü'nün 2016/171 E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine haksız itirazları üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalılardan ... (...) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin bahsi geçen kredi sözleşmesini ilgilendiren kefalet sözleşmesini imzalarken toplam borcun tamamı değil hissesi oranında bir sorumluluğun altına gireceğini düşünerek hareket ettiğini, banka görevlilerince bu şekilde yönlendirildiğini ve attığı imza ile toplam borç olan 2.000.000,00 TL tutarından sorumlu olmayacağı düşüncesi ile söz konusu sözleşmeyi imzaladığını, mevcut duruma bakıldığında kredi sözleşmesinin tarafı olan ... Gelişim.. Şti.'nin %15 oranında hissedarı olan davalı müvekkkili ... ...'ın bahsi geçen şirketin tarafı olduğu kredi sözleşmesinden doğabilecek tüm borcun sorumluluğunu kendi iradesiyle tek başına üstleneceği bir hukuki işlem gerçekleştirmesi ve kabul etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takibe konu alacak miktarının yüksek bir şekilde hesaplandığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.

2.Diğer davalılar ..., ..., ... ve ... Elektronik.. Şti. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilleri hakkında yasaya aykırı takip başlatıldığını, Bankanın takip esnasında faize faiz yürütme yasağını ihlal ettiğini, ödeme emrinde görüldüğü üzere Banka tarafından takip öncesine ilişkin olarak alacağa temerrüt faizi yürütüldüğünü, bu faiz kaleminin asıl alacağa eklenerek takip tarihinden itibaren yeniden faiz yürütülmesinin talep edildiği, bu talebin hukuka aykırı olduğunu, temerrüt faizinin fahiş ve kötüniyetli olduğunu, kredi borcuna ilişkin olarak asıl alacak takip öncesi dönem için %72 faiz yürütüldüğü, ve takip talebinde takip tarihinden sonraki dönem içinde yine %72 oranında temerrüt faizinin yürütülmesinin talep edildiğini, Yargıtay kararlarının TBK hükümlerine atıf yapılarak fahiş faiz uygulandığını, müvekkilleri hakkında mükerrer takip yapıldığını, davacı 23.12.2015 tarihinde Ankara 8.İcra Müdürlüğünün 2015/27583 sayılı dosyası üzerinden aynı kredi borcuna ilişkin olarak ... Gelişim Ozalit San., ... ve ... hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, bu dosya kapsamında Keçiören Ufuktepe Mah. 7 nolu bağımsız bölümde bulunan ... tarafından rehin verilen taşınmaz ile Çankaya ilçesi, 23 nolu bağımsız bölümde bulunan ... tarafından rehin verilen taşınmazın paraya çevrilmesinin istenildiğini, bahse konu taşınmazlara 180.000,00 TL ve 350.000,00 TL olmak üzere toplam 530.000,00 TL bedel biçildiği tespit edilen bu bedelin gerçek piyasa değerlerinin çok altında olması nedeniyle taraflarınca kıymet takdirine itiraz edilerek Ankara 7.İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1032 E. sayılı dosyasına kayıtlı dava açıldığı takip tarihinden önce ödeme yapılmadığını, ilgili dosyanın ön inceleme aşamasında olduğunu, davacı yanca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipten daha sonra mahkeme dava dosyasının konusu olan Ankara 19.İcra Müdürlüğünün 2016/171 E. sayılı icra dosyası ile 15.01.2016 tarihinde rehin dosyası ile aynı asıl alacak tutarı üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacı yanın bu icra takibinde rehnedilen taşınmazların değerini düşerek takip başlatmadığı gibi işbu takibe mükerrer talepleri bulunmadığına dair herhangi bir kayıt koymamış olduğunu, her ne kadar dava dilekçesinde "tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla" ilamsız icra takibi başlatmış olduklarını iddia etse de müvekkillerine tebliğ edilen ödeme emrinde bu yönde herhangi bir kayıt yer almadığını, müvekkilleri tarafından davacı bankaya takip tarihinden önce ödeme yapılmış olduğunu, davacının takip tarihinden önce 10.09.2015 tarihinde kendilerine yapılmış olan 110.000,00 TL tutarındaki bu ödemeyi alacak tutarından düşmeksizin takip başlatıldığını, takip bu yönüyle de alacak tutarını aşan haksız talep içermekte olup hukuka aykırı olduğu, ödemeye ilişkin dekontun dilekçe ekinde sunulduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacı banka ile dava dışı Ozalit San.. Şti. arasında genel kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle dava tarihi itibari ile davacı bankanın 777.180,20 TL asıl alacak, 528.045,28 TL işlemiş faiz ve 26.401,26 TL BSMV olmak üzere toplam 1.331.606,75 TL alacağının bulunduğu, bu alacağın 777.180,20 TL asıl alacak, 438.649,56 TL işlemiş faiz ve 21.932,48 TL BSMV olmak üzere toplam 1.237.762,24 TL'lik kısmından davalı ... Elektronik.. Şti.'nin sorumluluğunun bulunduğu, takiple dava arasında ödeme bulunduğundan davalıların sorumlu olduğu miktarın dava tarihine göre belirlenmesi gerektiği, adı geçen davalıların kredi sözleşmesine olan kefaletlerinin TBK hükümlerine göre geçerli olduğu, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle genel kredi sözleşmesi hükümleri gereğince müteselsil kefil olan davalıların sorumlu olduğu kanaatine varılmakla, davacının ... ...'a yönelik davasının reddine, davacının davalılar ..., ..., ... ve ... Elektronik.. Şti.'ne karşı açtığı davasının kabulü ile, Ankara 19. İcra Müdürlüğü'nün 2015/171 E. sayılı dosyasında davalıların ödeme emrine yaptıkları itirazın 777.180,20 TL asıl alacak, 528.045,28 TL işlemiş faiz ve 26.401,26 TL BSMV olmak üzere toplam 1.331.606,75 TL (davalı ... Elektronik.. Şti. yönünden 777.180,20 TL asıl alacak, 438.649,56 TL işlemiş faiz ve 21.932,48 TL BSMV olmak üzere toplam 1.237.762,24 TL ile sınırlı olmak üzere) miktar üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, dava tarihinden itibaren 777.180,20 TL alacağa %72 oranında temerrüt faizi işletilmesine, itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20 si olan 155.436,04 TL icra inkar tazminatının davalılar ..., ..., ... ve ... Elektronik.. Şti.'nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, ... ... yönünden 192.973,84 TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, kredinin açılmasının salt kefil davalı ...'in kefilin kefaletinin güçlülüğünden kaynaklandığı anılan kefalet taahhütü olmaması halinde kredinin açılamayacağı ve kredinin kullanıldırılmasının salt kefilin davranışları ile uyandırdığı kefalete dayalı bulunduğu ispatlanamadığı, bu durumda kefil davalı ...'in şekil noksanlığını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılmak vasfında olduğu, davacı tarafından açıkça ortaya konulamadığından kefaletin geçersiz adledilmesi gerektiği, açıklanan gerekçelerle davacının buna yönelik istinaf başvurusuna da itibar edilmedeği, öte yandan, davalı ...'in kredi sözleşmesindeki kefaleti TBK'nın 583. maddesindeki şekle uygun alınmadığından geçersiz olmasına rağmen davacı bankaca davalı ... hakkında icra takibine girişilmesinden ötürü davacı bankanın kötü niyetli olduğu kabul edilerek davalı ... yararına İİK'nın 72. maddesi gereğince %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi de usul ve yasaya uygun olduğu (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin 18/09/2017 tarih ve 2016/10364 E. 2017/5928 K. sayılı emsal içtihatı). gerekçeleriyle; İlk Derece Mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

25.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.