Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5023 E. 2024/9488 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından ödendiği iddia edilen bonoya dayalı takipte, davacının borçlu olmadığının tespiti talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının takip öncesi işlemiş faiz talebinin bir kısmının haksız olduğu gözetilerek, davacının o kısım için borçlu olmadığının tespitine ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1752 Esas, 2024/854 Karar

HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/489 E., 2019/157 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I.DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili aleyhine 30.11.2015 keşide, 30.12.2015 vade tarihli ve 5.000.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak takip başlattığını, davalı yanca, takip, her ne kadar takipten önce ödendiği belirtilen 4.250.000.00 TL'nin mahsubu ile 970.626,61 TL üzerinden başlatılmış ise de müvekkilinin tüm senet bedelini davalıya takipten önce elden ve banka havaleleri yoluyla ödediğini, müvekkilinin söz konusu senet için davalıya 05.03.2015 tarihli banka havalesi ile 300.000,00 TL, 27.03.2015 tarihli banka havalesiyle 400.000,00 TL, 30.12.2015 tarihli banka havalesiyle 3.500.000,00 TL ve 10.05.2016 tarihli banka havalesiyle 750.000,00 TL ödeme yaptığını, buna ilişkin dekontları sunduklarını, bu dekontların bir kısmında ödemenin dava dışı ...Ltd. Şti.'nin hesabından yapıldığı gözüküyor ise de bu ödemelerin müvekkilinin senetten kaynaklı borcu için yapıldığını, nitekim bu hususun davalının da kabulünde olup belirtilen şirket tarafından yapılan 3.500.000,00 TL ödemeyi senet bedelinden mahsup ettiğini, keza sunulan dekontların bir kısmında ödemenin davaya konu senet için yapıldığı belirtilmemiş ise de yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere dekontta herhangi bir açıklama bulunmaması durumunda ödemenin mevcut bir borç için yapıldığının kabulü gerektiğini, müvekkilinin davalıya dava konusu senet dışında başkaca herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek müvekkilinin davaya konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davaya konu senet nedeniyle müvekkiline elden herhangi bir ödeme yapmadığını, davaya konu senedin keşide tarihinin 30.11.2015 tarihi olduğunu, davacı yanca senede karşılık yapıldığı belirtilen 05.03.2015 ve 27.03.2015 tarihli banka havalelerinin senedin keşide tarihinden 8 ay önce yapıldığını dolayısıyla bu ödemelerin senede karşılık yapılmasının mümkün olmadığını, bu ödemelerin taraflar arasındaki başkaca bir borç ilişkisinden kaynaklandığını, diğer iki banka havalesiyle yapılan ödemeleri ise kabul ettiklerini, nitekim icra takibini de bu ödemeleri senet bedelinden mahsup ederek başlattıklarını savunarak davanın reddini asıl alacağın %20'sine tekabül eden tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davaya konu icra takibinde davalının takip öncesi işlemiş faiz talebi 220.626,61 TL'dir. Bu miktardan bilirkişi raporunda davalının talep edebileceği faiz tutarı olan 50.489,04 TL düşüldüğünde kalan 170.137,57 TL üzerinden, davacının takip öncesi işlemiş faiz nedeniyle davalıya 170.137,57 TL borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.