Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5406 E. 2024/8732 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, hamili olduğu çekin rızası dışında elinden çıkarılıp takibe konulması nedeniyle, davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, aynı çekle ilgili olarak davalı bankanın yetkili hamil olduğunu kabul eden kararının, usulü kazanılmış hak kuralının istisnası olan kamu düzenine aykırılığı engelleme gereği ve maddi vakıaya ilişkin tespiti de içermesi gözetilerek, davalı banka yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI :2020/33 Esas, 2020/461 Karar

HÜKÜM :Kabul

KARAR DÜZELTME

TALEP EDEN : Davalı banka vekili

Taraflar arasında görülen davada mahkemece verilen kararı onayan Dairenin kararı aleyhinde davalı banka vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup görüşüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hamili olduğu çekin rızası hilafına elinden çıkarak takas yolu ile ibraz edildiğini ve davalı Banka tarafından İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün 2014/6796 E. sayılı takip dosyası ile takibe konulduğunu iddia ederek davalılara dava konusu çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin bankaya müşterisi olan diğer davalı tarafından kredi borçlarına mahsup edilmek üzere verildiğini, davacının iddialarının şahsi def'i olması nedeni ile müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde; dava konusu olan çekin herhangi bir ticari ilişkiye dayanmadan ve yanlışlık neticesinde eline geçtiğini, kredi kullanırken bankaya verdiğini ve davacı şirketin mağdur olduğunu belirtmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı şirket yetkilisinin ikrarı nedeni ile davacının dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığı olgusunun kabul edilmesi gerektiği, davalı bankanın ise alacaklı sıfatı bulunmadığı hâlde çeke dayalı olarak istemde bulunduğu anlaşılmakla bu davalı yönünden de davanın kabulü yoluna gidildiği, menfi tespit davası devam ederken davacı tarafça davalı bankaya ödeme yapıldığı gerekçesi ile dava konusu çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve davalı bankaya ödenen 217.275,00 TL'nin davalıdan istirdadına ve kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Banka vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 15.04.2024 tarihli, 2023/5619 E. ve 2024/2837 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı davalı Banka vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.

IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, dava konusu çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile istirdat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi.

2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Yargıtay, temyiz incelemesi sonucunda onamış olduğu bir hükmü, karar düzeltme talebi üzerine bozabilir.

2.Mahkemece 17.05.2016 tarihinde davalı Banka hakkındaki davanın reddine dair verilen hükmün, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarihli, 2016/15065 E. ve 2018/2018/723 K. sayılı ilamı ile "... Dava konusu 07/03/2014 keşide tarihli 180.000,00 TL bedelli çekte davalı ... Bankası T.A.O 'nun herhangi bir sıfatı bulunmamakta olup kendisi yalnızca muhatap banka ... bankasına vekaleten çek hakkında ödeme yasağı bulunduğunu tespit etmiştir. Dava konusu çekin incelenmesinde çeki muhatap bankaya ibraz edenin diğer davalı şirket olduğu anlaşılmıştır. Davalı bankanın çekte herhangi bir alacaklı sıfatı bulunmamasına rağmen davacı hakkında dava konusu çek ile kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip başlatmış ve alacaklı sıfatı bulunmayan çeke dayalı olarak alacak isteminde bulunmuştur. Bu sebeple davalı banka hakkında da davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bu bozma ilamına karşı davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş ise de aynı Dairenin 03.10.2019 tarihli, 2018/2012 E. ve 2019/2019/4618 K. sayılı ilamı ile davalı Banka vekilinin karar düzeltme istemi reddedilmiş olup Mahkemece bozma ilamına uyularak davalı Banka hakkında da davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemece davalı Banka hakkında kabule dair verilen hüküm, Dairemizin 15.04.2024 tarihli, 2023/5619 E. ve 2024/2837 K. sayılı ilamı ile onanmış ise de, aynı çeke ilişkin İcra Hukuk Mahkemesinde kambiyo şikâyeti isteminden dolayı yapılan inceleme sürecinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince verilen direnme kararı üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.11.2022 tarihli, 2020/12-643 E. ve 2022/1494 K. sayılı ilamı ile "... takibe konu çeki ...B. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’den temlik cirosu ile devralan Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek adı geçen banka tarafından ibraz edildiğinden, takip yapan bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü ile borçluların şikâyetinin reddi gerekir. TTK'nın 789. maddesinin 4. fıkrasında belirtildiği üzere muhatap lehinde ciro yalnız makbuz hükmünde olup, böyle bir ciro ancak çek bedelinin tamamen veya kısmen ödenmesi hâlinde söz konusu olabilir. Takip alacaklısı banka muhatap banka konumunda olmayıp çeki muhatap bankaya da ciro etmiş değildir..." gerekçesiyle aksi yöndeki direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 19.02.2018 tarihli, 2016/15065 E. ve 2018/2018/723 K. sayılı ilamına uyulmakla davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun daha sonraki tarihli bir kararı ile açıkça dava konusu çekte davalı Bankanın yetkili hamil olduğu kabul edilmiş olmakla aynı konuda çelişkili iki mercii kararının bulunmaması, kamu düzenine tekabül etmekle usuli kazanılmış hakkın istisnasını oluşturur. Öte yandan icra hukuk mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklar hakkında verilen kararlar, kural olarak genel mahkemeler için kesin hüküm niteliği taşımasa da, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından davalı Bankanın çekin yetkili hamili olduğu yönündeki tespit, aynı zamanda maddi bir vakıaya yönelik belirlemeyi içermektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davalı Bankanın yetkili hamil olduğu, çeki bile bile borçlunun zararına iktisap ettiğinin ispat edilemediği, davalı Banka hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin gerektiği belirtilerek Mahkemenin 22.09.2020 tarihli hükmünün davalı Banka yararına bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşıldığından davalı Banka vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 15.04.2024 tarihli, 2023/5619 E. ve 2024/2837 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak Mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile davalı Banka yararına bozulmasına karar vermek gerekir.

V.SONUÇ: Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle karar düzeltme istenilen Dairemiz ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, Mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar ve karar düzeltme harçlarının istekleri halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.