"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/511 Esas, 2023/608 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen menfi tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 02.05.2024 tarih, 2023/5933 E. ve 2024/3510
K. sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Taraf vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun), 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndan (1086 sayılı Kanun) farklı olarak kanun yolları arasında karar düzeltme müessesesine yer verilmemiştir. Dava 6100 Sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu tarihte açılmış olup İlk Derece Mahkemesince daha önce verilen karar İstinaf incelemesinden geçmiş ve Dairece 23.05.2022 tarihli ve 2021/248 E., 2022/3899 K. sayılı karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar kapsamında, Yargıtay kararlarına karşı tarafların karar düzeltme hakkı bulunmadığından davalı vekilinin karar düzeltme başvurusunun reddi gerekir.
6100 sayılı Kanun'da, istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu öngörülmüştür. Mülga 1086 sayılı Kanun’da düzenlenen karar düzeltme müessesine ise yer verilmemiştir.
Buna rağmen birçok dosyanın, “olmayan bu kanun yolu” üzerinden yeniden Yargıtay’a gönderildiği sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Hak arama hürriyeti veyahut mahkemeye erişim hakkı kapsamında Dairemize intikal ettirilen bu tür dosyalar, Dairemiz esasına kaydedilmekle, müteakiben gelen birçok dosyanın, temyiz inceleme sırasını ötelemenin yanı sıra, kararın kesinleşme sürecini de akamete uğratarak lehine karar verilen tarafı da mağdur etmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Dürüst Davranma” kenar başlıklı 2 nci maddesinin birinci fıkrası “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” hükmünü amirdir. Dolayısıyla Bölge adliye mahkemelerinin fiilen devreye girmesinden sonra daha önceden istinaf ve temyiz denetiminden geçen bir kararın her ne ad altında olursa olsun yeniden Yargıtay gündemine taşınması kötüniyetli kanun yolu başvurusu addedilip, talebin reddinin yanısıra, para cezası tayinini de gerektirir. Müzakereler esnasında; “karar düzeltme ve buna bağlı kötüniyetli başvuruyla ilgili bir yaptırım düzenlenmediğinden ceza tayininin hukuka aykırı olacağı" tezi de dile getirilmiştir. Ne var ki olağan kanun yollarından olan temyiz ve istinaf taleplerinin kötüniyetli yapılması halinde bile ceza öngören kanun koyucunun, kanunda hiç yer almayan “karar düzeltme” yoluna özel yaptırım getirmemiş olmasının yegane sebebi böyle bir müessesenin kanun metninde yer almamasından kaynaklanmaktadır. Doğal olarak kanun metinleri, bünyesinde düzenleyip tarif ettiği hususlara ilişkin hükümler koyar. Bünyesinde barındırdığı denetim yollarının kötüye kullanılmasını düzenler. Aksi hal, kanun yapma tekniğine de aykırı düşecektir. Dolayısıyla kanunda hiç yer almayan ve dolayısıyla kötüniyetin en bariz şekilde tezahür ettiği bu halin yaptırımdan muaf tutmanın kanunun özü ve ruhuyla bağdaşmayacağı şeklinde tezahür eden çoğunluk görüşüyle, dilekçe reddinin yanısıra cezai müeyyideye bağlanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, 6100 sayılı Kanunu'un "Kötüniyetle istinaf yoluna başvurma" başlıklı 351 inci ve "Kötüniyetle temyiz" başlıklı 368 inci maddelerinin atıfta bulunduğu "Kötüniyetle veya haksız dava açılmasının sonuçları" başlıklı 329 uncu madde metninin özünde, mahkemeye erişim hakkının kötüye kullanıldığı tüm halleri kapsadığı anlaşıldığından kötüniyetle karar düzeltmesi yoluna başvuran davalı asıla para cezası verilmesi gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin karar düzeltme talepli dilekçesinin REDDİNE,
Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi üzerine Yargıtayca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün olmayıp karar düzeltme talebinin kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun'un 368 inci maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 329 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar düzeltme talep eden taraf asıllarına takdiren 5.000,00 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
Para cezasının İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Peşin alınan karar düzeltme harcının istekleri hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.