Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5826 E. 2025/615 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların, davacı banka tarafından kullandırılan kredilerden doğan borçtan sorumlu olup olmadıkları.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ...’nın kredi sözleşmesindeki imzasının sahte olduğunun tespiti, davacı bankanın, kefiller aleyhine takip yapmadan önce asıl borçluya karşı takibin sonuçsuz kalması gerektiği kuralına uymadığı ve davacı bankanın, kredi dolandırıcılığı nedeniyle asıl sorumlulara karşı açılmış davalardan alacağını tahsil etme imkanının bulunduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmiş, yerel mahkeme kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI :2020/103 Esas, 2024/222 Karar

HÜKÜM : Davanın reddi

Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın Sirkeci Şubesi ile davalı ... arasında imzalanan 10.11.1998 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi ile davalıya 3.955,62 TL ve 09.11.1998 tarihli kredili mevduat sözleşmesi ile 2.500,00 TL meblağlı krediler kullandırıldığını, diğer davalılar ... ve ...'ın tüketici kredisi ve kredili mevduat kredisi sözleşmelerine, davalı ...'ın ise tüketici kredisi sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imza atmaları sebebiyle borçtan sorumlu olduklarını, borcun ödenmemesi üzerine davalılara hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, ancak borcun ödenmediğini, dava tarihi itibarıyla kredili mevduat sözleşmesinden toplam 45.265,32 TL, tüketici kredisi sözleşmesinden ise 42.135,02 TL alacakları olduğunu ileri sürerek kredi alacaklarının kredili mevduat sözleşmesinden doğan alacak için anaparasına uygulanacak % 153 faizi, tüketici kredisinden doğan alacak için ise anaparasına uygulanacak % 106,86 faizi ve BSMV ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak dava konusu alacağa dayanak edilen 10.11.1998 tarihli 2.500.000.000 TL (iki milyar beşyüz milyon) bedelli kredi sözleşmesindeki imzanın davalı ... tarafından atılmadığı, davalı -dahili davalıların- bu yönde yaptığı itirazların haklı olduğu, davacının davasını davalı ... yönünden ispatlayamadığı, ayrıca davacı banka 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un (4077 sayılı Kanun) 10. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ancak asıl borçlu hakkında yapılan icra takibinin sonuçsuz kalması halinde alınacak aciz vesikasıyla birlikte davalı kefiller hakkında icra takibi yapabilecekken, aynı anda hem asıl borçlu hem de davacı kefil hakkında takip başlattığı anlaşıldığından bu davalılara hakkında açılan davanın 4077 sayılı Kanun'un 10. maddesinin üçüncü fıkrasına ve 6502 sayılı Kanun'un 4. maddesinin altıncı fıkrasına aykırı olduğu, diğer yandan davacı bankanın Sirkeci şube müdürü olan dava dışı Nuh Kurt ile müdür yardımcısı olan ... ve şube müşterisi ...’in bankayı aracı kılarak muhtelif firmalar lehine kredi temin etmek için şirket çalışanlarını borçlu gibi göstererek usulsüz kredi sözleşmeleri düzenledikleri, bu sözleşmelerin şirket çalışanlarının değişik beyanlarla yanıltılarak şirket merkezinde imzalatıldığı, kredilerin kefil olarak gösterilen şirketlere aktarıldığı, böylece müdür ve müdür yardımcısı ile şirket çalışanlarının dolandırıcılık suçunu işledikleri, bankanın zarardan bu kişileri sorumlu tutması gerektiğinin İstanbul 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/320 E., 2009/201 K. sayılı kesinleşmiş kararı ile sabit olduğu, bu karara istinaden dava dışı şube müdürü Nuh Kurt ile müdür yardımcısı ... ile ... hakkında İstanbul 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/27936 E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığı, ayrıca banka aracı kılınarak kredi kullandırılan muhtelif firmalar hakkında da iflas etmeleri sebebiyle kayıt kabul davalarının açıldığı, yasal işlemlerin devam ettiği, bu kişi ve şirketlerden alacağın tahsil edilebilme imkanının bulunduğu, ayrıca davacının davaya konu kredilerin davalı şahıslara verilmediğini bildiği, bu nedenlerle davacı Kurumun verilen kredilerden doğan zararları ile ilgili olarak kredi sözleşmelerinde imzaları bulunan davalılar hakkında dava açmalarının mümkün olmadığı, davalı ... yönünden ise; bu davalının tüketici kredisinde kefil olarak imzasının yer almadığı gibi davacı bankanın bu davalının kefil olarak sorumlu olduğuna dair ispata yarar delil sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalılardan ... tarafından davacı bankadan kullanılan kredilerden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. SONUÇ: Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.