"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/807 Esas, 2024/502 Karar
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili banka ile dava dışı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmelerini davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçlulara 27.08.2019 tarihli ihtarname gönderildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine İzmir 20. İcra Müdürlüğünün 2019/12607 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %20 oranından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; arabuluculuk görüşmeleri sırasında müvekkiline gönderilen tebligatların müvekkiline ulaşmayıp iade döndüğünü, arabuluculuk görüşmelerinin müvekkilinin yokluğunda yapıldığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın esasına ilişkin olarak ise müvekkilinin davacı tarafa borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı banka ile dava dışı İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında 27.07.2017 düzenleme tarihli 300.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme limitinin 22.08.2017 tarihinde 300.000,00 TL artırılarak toplam limit 600.000,00 TL'ye yükseltildiği, sözleşmeyi davalı ...'un 750.000,00 TL limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kefalet hükümleri doğrultusunda kefalet tarihi, kefalet türü ve kefalet limitinin el yazısı ile yazıldığı, sözleşmeye istinaden dava dışı asıl borçlu şirkete kredi kullandırıldığı, ticari kredi kartı tahsis edilerek kullanıma açıldığı, kredi ödemelerinden aksamalar üzerine kredi hesapları kat edilerek dava dışı ve davalı borçluya ihtarname keşide edildiği, ihtarname davalının sözleşme adresine gönderilmediğinden temerrüt tarihinin takip tarihi olarak değerlendirildiği, bilirkişi raporunun hükme esas alınabileceği, davacı her ne kadar çek tazminatından sadece dava dışı asıl borçlunun sorumlu olduğunu takip talebinde belirtmiş ise de, takibe sadece davalının itiraz etmiş olması, dava dilekçesinde de dava esas değerin açıkça belirtilmesi, harcın bu miktar üzerinden yatırılması ve çek tazminatından itiraz eden bu borçlunun sorumlu olmadığına ilişkin herhangi bir açıklama bulunmaması gözetildiğinde davalının borca ilişkin tüm itirazlarının iptalinin talep edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, İzmir 20. İcra Müdürlüğü'nün 2019/12607 E. sayılı dosyasında davalının; taksitli ticari ve iskonto kredileri yönünden 93.943.05 TL asıl alacak, 1.874.55 TL işlemiş faiz 93.74 TL faizin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 95.911.34 TL, kredili mevduat hesabı yönünden 7.519.39TL asıl alacak, 25.30 TL işlemiş faiz, 1.27 TL faizin % 5 gider vergisi olmak üzere 7.545.96 TL, kredi kartı yönünden 9.024.37 TL asıl alacak, 280.15 TL işlemiş faiz, 4.32 TL faizin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 9.308.84 TL, tüm toplam 112.766,14 TL borca ilişkin itirazın iptali ile takip talebindeki koşullarda takibin devamına, alacağın %20'si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının çek taahhütnamesinden kaynaklanan alacak ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde davacıya iadesine, 18.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.