"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/10 Esas, 2023/96 Karar
HÜKÜM : Karar verilmesine yer olmadığına, usulden ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2014/76 E.
Taraflar arasında görülen davada mahkemece verilen kararı onayan Dairenin kararı aleyhinde asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup görüşüldü:
KARAR
I. DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; ... Ticaret Merkezinin A ve B bloktan oluştuğunu, proje tamamlanınca A Blok'un ... İmar İnşaat A.Ş.'ye B Blok'un ise davalı kooperatife verildiğini, ... İmar İnşaat A.Ş.'nin ise bağımsız bu bölümleri elektronikçiler kooperatifine sattığını ve A bloktaki 2200 bağımsız bölümün farklı kişilere verildiğini, davalının kendilerinden habersiz ve haksız olarak ticaret merkezinin adı olan “...” ibaresini marka olarak tescil ettirdiklerini öğrendiklerini, kendilerinin de uzun yıllardır ..., ... Ticaret Merkezi ve "P " şeklini ticaret merkezinin genel adı olduğu için kullandığını, davalı kooperatifin markanın kullanılmaması için ihtarname çekmesi üzerine işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek söz konusu kullanımın davalının marka haklarına tecavüz oluşturmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına tescilli markalarının ... İşhanı A Blok yöneticileri olan davalılar tarafından izinsiz kullanıldığını, markadan doğan haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek marka hakına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, her türlü kullanımın önlenmesine, hükmün ilânına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yönetim olarak tüzel kişiliği olmadığı için dava açmaya ehliyeti olmadığı gibi dava açmakta hukuki yararının da olmadığını, müvekkiline ait ilk marka tescilinin 1995 yılında yapıldığını, daha sonra 2002 yılında yeni bir marka tescili yapıldığını, "..." ibaresinin ilk yönetim planında sınırlı sorumlu Karaköy Perşembe Pazarı Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi'nin kısaltması olarak kullanıldığı ve yönetim planında yazılı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Birleşen davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; A Blok yönetim kurulu başkanı ve yardımcısı olan müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceği, yöneticiliğin dava ehliyeti bulunduğundan davanın A Blok yöneticiliğine karşı açılması gerektiği savunarak davanın redddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda taraf teşkilinin sağlanması yönünden davacıya süre verildiği ancak davacı tarafça somut taraf teşkili için belge sunulmadığı, tapu müdürlüğüne yazı yazıldığı ancak her blokda 2000'den fazla keza ortak alanlar ile bağımsız bölüm 5000'e kadar çıktığından sistemden bunun alınmasının mümkün olmadığının anlaşıldığı, taraf sıfatının mahkemece resen nazara alınması gerektiği, huzurdaki dava kamu adına yürütülen yada ceza yargılama hukukuna göre resen araştırma yapılacak nitelikte bir dava türü olmayıp, hukuk hâkiminin taraflarca hazırlama ilkesine göre hareket ettiği, davacının davanın başında yapması gereken araştırmanın aradan geçen uzun yıllar nedeniyle mahkemeden beklenmesi davanın uzamasından başka bir sonuç doğurmayacağı, tapu müdürlüğüne yazılan yazılara olumsuz cevap verildiği, mahkemece suç duyurusunda bulunulması sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına kararı verildiği, 08.05.2018 tarihli celsede davacı vekiline taraf teşkilinin sağlanması için kesin süre de verilmesine rağmen verilen kesin sürede belirlenen eksikliğin giderilmediği, bu durumda husumetin A Blok'u oluşuran kat maliklerinin tümüne yöneltilmesi gerekirken birleşen davada davanın başında husumetin doğru yöneltilmediği, bozmadan sonra da davacı tarafça verilen kesin sürede A Blok'u oluşuran kat maliklerinin tespit edilmediği gerekçesiyle asıl dava kesinleşmiş olmakla yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 30.04.2024 tarihli, 2023/5607 Esas 2024/3381 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine istemine ilişkin açılan birleşen davada, husumetin doğru yönlendirilip yönlendirilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun ( 1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
V. SONUÇ: Asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE, karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen asıl davada davalı, birleşen davada davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.