"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI :2023/979 Esas, 2024/467 Karar
HÜKÜM :Davanın reddi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkiline ait Büyükçekmece ilçesi, ... köyü, 106 ada 1 parselde kayıtlı olan 6, 7, 18 ve 19 nolu bağımsız bölümlerin yetkisiz ortak ... tarafından 09.02.2009 tarihinde davalılara satılıp devredildiğini, adı geçenin, 05.01.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile kendisini temsile yetkili müdür atadığını, ancak ...'ın şirket mallarını kaçırmaya matuf bir çok işlemine dayanak yaptığı 05.01.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı altındaki imzanın diğer ortak Nuri Yılmaz'a ait olmayıp sahte düzenlendiğini, bunların yanında, taşınmazların gerçek değerinin de tapuda gösterilen değerin çok üstünde olması sebebiyle satım işlemlerinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümlerin davalılara devrine ilişkin işlemlerin iptaline, taşınmazların şirkete iadesine ve şirket adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada ise davalıların taşınmazları kiraya vererek haksız şekilde tahsil ettiği kira paralarının davalılardan alınarak davacıya iadesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl ve birleşen davada cevap dilekçesinde; 05.01.2009 tarihli ortakları kurulu kararının sahte olması halinde dahi tapu kaydının iptali sonucunu doğurmayacağını, tapu kaydına itimat eden müvekkillerinin ediniminin korunması gerektiğini, davalıların söz konusu gayrimenkulün meşru malikleri olmaları nedeni ile mülkiyet hakkının gereği elde ettikleri kira bedelleri üzerinden de yalnızca kendilerinin hak sahibi olduklarını savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece, dava konusu satışın muvazalı olduğuna ilişkin davacının iddiasını ispatlayamadığı, tanıkların satışın gerçek olduğunu belirtikleri, ekonomik sıkıntı içerisinde olan davacı aleyhine başlatılan bir çok icra takibinin bulunduğu, satış bedelinin bir kısmı ile şirket borcunun ödendiğinin ticari defter ve kayıtlarından belirlendiği, asli müdahil ...'ın, davalıların iddialarını doğrulayacak şekilde yemin beyanında bulunduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, muvazaaya ve yetkisiz temsile dayalı tapu kaydının iptali ve tescili; birleşen dava kira alacağının tahsili istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Mahkemece ...'ın, karar içeriğinde davalılar yanında feri müdahil olduğu belirtilmiş olup, gerekçeli karar başlığında asli müdahil olarak gösterilmiş ise de adı geçenin, davalıların yanında yer alıp feri müdahil konumunda olduğu anlaşıldığından, karar başlığındaki bu hususun Mahkemece her zaman düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl davada muvazaa ve yetkisiz temsile ilişkin tapu kayıtlarının iptali ve tescili, birleşen davada ise iptali istenilen taşınmazlara ait kira alacağının tahsili istemlerine ilişkin olup, Mahkemece 18.10.2022 tarih ve 2021/4746 E., 2022/7126 K. sayılı bozma ilamına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmemiştir. Uyulan bozma ilamında, muvazaanın maddi ve manevi unsurlarının somut olayda gerçekleştiği, bu itibarla muvazaanın varlığının kabulü doğrultusunda karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde bozma dışına çıkılarak, davacı şirket ile arasında menfaat çatışması bulunan ve feri müdahil sıfatındaki ...'a yemin teklif edilip, beyanları doğrultusunda taşınmazların satışının muvazaalı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, önceki bozma ilamında belirtildiği şekilde, feri müdahil ile davalılar arasında gerçekleştirilen taşınmazların satışının muvazaalı olarak gerçekleştirildiği kabulünden hareketle aralarında düzenledikleri protokoller de göz önünde bulundurularak sonucuna göre asıl ve birleşen dava yönünden hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve bozma kapsamı dışında yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamış, asıl ve birleşen davada kararın asıl ve birleşen davada davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2.Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.