Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6203 E. 2024/8203 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, elinden dolandırıcılık yoluyla çıktığını iddia ettiği bir çekle ilgili olarak, çekin iptali ve ödeme yasağı konulması istemiyle açtığı menfi tespit davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kişinin, çekin tahsil edilmesi için başlatılan icra takibinde ve takibe konu çekte taraf sıfatı bulunmadığı, dolayısıyla davalıya karşı borçlu olunmadığının tespiti talebinin hukuki yararının olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/452 Esas, 2023/40 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/129 E., 2019/1044 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; ... Belediye Başkanlığı tarafından, 21.03.2019 keşide tarihli, 1.120.000,00 TL bedelli çekin keşide ederek müvekkili şirkete teslim edildiğini, çekin müvekkili şirket tarafından ciro edildiğini, çekin müvekkil şirketin iradesi dışında dolandırıcılık nedeniyle 31.01.2019 tarihinde elinden çıktığını, halen davalının elinde bulunduğunu ileri sürerek çekle ilgili ödeme yasağı konulmasına, çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

2-Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; ... Belediye Başkanlığı tarafından, 21.03.2019 keşide tarihli, 1.120.000,00 TL bedelli çekin keşide ederek müvekkili şirkete teslim edildiğini, çekin müvekkili şirket tarafından ciro edildiğini, çekin müvekkil şirketin iradesi dışında dolandırıcılık nedeniyle 31.01.2019 tarihinde elinden çıktığını, davalı tarafından çeke dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davacı ile davalı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, davalının çekin bedelsiz olduğunu bilerek devraldığını ileri sürerek davacının icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığını tespitini ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleşen davanın davalıları cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleşen davada davacı vekili 23.10.2019 tarihli dilekçesiyle birleşen davada davalı aleyhine açılan menfi tespit davasından feragat ettiklerini bildirdiği, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin vekâletnamesinde feragate yetkili olduğu anlaşıldığı, İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2016/14309 E. sayılı dosyasının incelenmesinden, takip alacaklısı birleşen davada davalı ... tarafından, davacı, müdahil ve diğer takip borçluları hakkında, 21.03.2019 keşide tarihli, 1.120.000,00 TL bedelli çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, asıl davada davalı ...'un takipte ve dayanak çekte taraf sıfatının bulunmadığı, asıl davada davacı taraf her ne kadar keşidecisi ... Belediyesi olan, 21.03.2019 keşide tarihli, 1.120.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalıya yönelik borçlu olunmadığını ileri sürmüş ise de incelenen takip dosyasında ve takibe dayanak çekte davalının herhangi bir sıfatının ve dolayısıyla alacak iddiasının bulunmadığı, bu nedenle davalıya yönelik borçlu olunmadığının tespiti istenemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın feragat nedeniyle reddine karar karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar asıl davada davacı vekilince asıl dava yönünden temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.