"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/243 Esas, 2023/217 Karar
HÜKÜM : Yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kısmen kabul
BİRLEŞEN DAVA : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/512 E.
Taraflar arasında görülen davada mahkemece verilen kararı onayan Dairenin kararı aleyhinde asıl davada davacı-birleşen davada davalılar ... ve ... vekilleri, birleşen davada davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup görüşüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin lehine kefalet verdikleri dava dışı ... İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd. Şti.'nin ortaklığından ayrıldıktan sonra davalı bankaya bildirimde bulunarak hisse devir tarihinden sonra kefaletten doğan sorumluluklarının bulunmadığının bildirildiğini, bu bildirime bankaca cevap verilmediği gibi yeni krediler kullandırıldığını iddia ederek müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; genel kredi sözleşmesinin kefili olan davalıların, ihtarnameye rağmen borçlarını ödemediklerini iddia ederek 17.491.002.09 TL'nin %39 faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacıların genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kredi sözleşmesinin süresiz olup kefalet limiti dahilinde kullanılan kredilerden sorumlu olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Birleşen davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerince açılan menfi tespit davası mevcut iken karşılık dava açmadan, ayrıca alacak davası açılmasının usule aykırı olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, esas yönünden ise kredi kullanan şirketteki paylarını devrettikten sonra müvekkillerinin bankaya bildirimde bulunarak kefili oldukları genel kredi sözleşmesine istinaden yeni kredi kullandırılmamasını talep etmelerine rağmen bankanın kredi kullandırmaya devam ettiğini, ayrıca dava dışı ... İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd. Şti.'nin gelir paylaşımı işinden doğan alacağını bankaya temlik etmesine rağmen temlik kapsamında kredi kapatmak yerine kredi kullanmaya devam ettiğini, kredi işlemleri nedeniyle hiçbir sorumlulukları bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, asıl davada davacılar ... ve ... tarafından Türkiye Vakıflar Bankası Anonim Ortaklığı aleyhine açılan menfi tespit davasının açılmamış sayılmasına ilişkin kararın davalı Türkiye Vakıflar Bankası Anonim Ortaklığı ve Türkiye Vakıflar Bankası Ankara Kurumsal Şubesi tarafından temyiz edilmemekle kesinleştiği anlaşıldığından asıl dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, Yargıtay bozma ilamına uygun olarak düzenlenen bilirkişi heyeti ikinci ek raporuyla davalıların kefil olduğu genel kredi sözleşmesinin 06.01.2006 tarihli olup bundan sonraki tarihli sözleşmelerde kefaletleri bulunmadığı, bu sözleşme döneminde, 14.11.2006 düzenleme tarihli, 300.000,00 TL’lik Emlak GYO adına teminat mektubu verildiğinin dosya içeriği ve bilirkişi raporları ile de sabit olduğu, bu durumda bu teminat mektubunun davalıların kefil olduğu sözleşmeden önce yapılmış başka bir sözleşme olmadığı da dikkate alındığında düzenleme tarihi itibariyle davalıların kefil olduğu 06.01.2006 tarihli sözleşmeye istinaden verildiği ve mektubun birleşen dava tarihinden önce tazmin edildiği nazara alınarak davalıların sorumlu olduğu tutarın 300.000,00 TL olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kısmen kabulüne, 300.000,00 TL alacağın birleşen dava tarihi olan 30.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek %39 oranında temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, asıl davada davacılar, birleşen davada davalılar ... ve ... vekilleri ile birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 30.04.2024 tarihli, 2023/5804 E. ve 2024/3437 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı asıl davada davacılar, birleşen davada davalılar ... ve ... vekilleri ile birleşen davada davacı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ
A.Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, davacıların, kefaletlerinin sona erdiği ve borçlu olmadıklarının tespiti, birleşen dava ise, davalıların kefaletinin devam ettiği kredi sözleşmesi nedeniyle davacının alacak istemine ilişkindir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, Mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre asıl davada davacılar, birleşen davada davalılar ... ve ... ile birleşen davada davacı vekilinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 440. maddesinde sayılan hâllerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
V. SONUÇ: Asıl davada davacılar, birleşen davada davalılar ... ve ... ile birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK'un 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 391,60 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'un 442/3 hükmü uyarınca takdiren 3.605,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden ayrı ayrı alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 06.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.