"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI : 2024/379 Esas, 2024/376Karar
HÜKÜM :Kabul
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin kurulduğu 2002 yılından bugüne kadar gerçekleştirdiği faaliyetler neticesinde sektöründe meşhur ve maruf hale geldiğini, davalı şirketin kurucusu ...'in 01.07.2005 tarihinde müvekkilinin işyerinde işe başladığını, 21.09.2010 tarihinde işyerinden ayrıldıktan sonra müvekkilinin sınai mülkiyet haklarını ele geçirmeye çalıştığını, 2012/32789 sayılı “myt mümessillik”, 2012/32777 sayılı “myt” ibareli markaları kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin fark etmesi üzerine markalardan feragat ettiğini, davalının müvekkiline gönderdiği Kayseri 5. Noterliğinin 12.11.2019 tarihli ihtarnamesinden müvekkilinin uzun yıllardır kullandığı “...reiners fürst” markasını adına 2012/55132 numara ile tescil ettirdiğinin anlaşıldığını, tescilin kötüniyetli olduğunu, dava konusu markanın tescili için 15.06.2012 tarihinden önce başvurulduğunu, kötüniyetli başvuru tarihinden önce müvekkilinin markayı tescilli logo ile birlikte kullandığını, müvekkilinin davalının başvuru tarihinden sonra da markayı etkin bir biçimde kullandığını, buna dair faturaların, reklam ve ilanların, katalogların sunulduğunu, davalının kötüniyetle tescil ettirdiği markasını kullanmadığını ileri sürerek davalı adına tescilli 2012/55132 numaralı markanın kötüniyetli tescil edilmiş olması nedeniyle hükümsüzlüğüne, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde söz konusu markanın 04.03.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının marka hakkına ilişkin itiraz ve dava haklarını yasal süresi içerisinde kullanmadığını, bu nedenle hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili şirket yetkilisi ... 01.07.2005-21.09.2010 tarihleri arasında davacı firmada çalışmış olmakla birlikte müvekkilin çalışmaya başladığı tarihten önce davacının, dava konusu markayı halihazırda kullandığı hususunun hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, söz konusu.... markasının fikir babası ve marka sahibi müvekkil şirket yetkilisi ... olup önce adına kurduğu şahıs şirketi adına bu markayı tescil ettirdiğini, daha sonra kurduğu limited şirkete bu tescili taşıdığını, müvekkil şirketin davaya konu markayı uzun yıllardan beri kullandığını, eski tarihli faturalar incelendiğinde fatura antetinde söz konusu markanın mevcut olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin 15.06.2012 tarihinde 2012/55132 numara ile Türk Patent ve Marka Kurumu'na (TÜRKPATENT) ... markasının tescili amacıyla başvuruda bulunduğunu, bu tarihten önce ... markasına ilişkin hiçbir başvuru yapılmadığını, davacının, uzun yıllar boyunca söz konusu markanın müvekkil şirket adına kayıtlı olduğunu bilmesine rağmen bu hususta hiçbir itirazda ve beyanda bulunmaması, müvekkili şirket tarafından kendilerine 2019 yılında gönderilen ihtarname üzerine işbu davayı açmış olmasının açıkça davacının kötüniyetini gösterdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalı şirketin kurucusunun 2005-2010 döneminde davacı yanında çalışmakta iken davacıdan ayrıldıktan sonra davalı ... kurduğu, davalının ayrıca dava konusu markayı tescil ettirdikten sonra kanunda öngörülen şekilde kullanmadığının saptandığı, davalının kullanma amacı olmaksızın markayı tescil ettirip, davacının ticaretini engellemek için ihtar çekmiş olması marka tescilinde kötüniyet ve dolayısıyla hükümsüzlük sebebi oluşturduğu gözetilerek davanın kabulüne, hükümsüzlük talebinin kabul edilmesi sebebiyle markanın kullanmama sebebiyle iptali talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 12.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.