Logo

11. Hukuk Dairesi2024/878 E. 2024/6534 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı şirkette %20 oranında pay sahibi olduğunun tespiti ve bu orana tekabül eden şirket hissesinin kendi adına tescili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya davalı şirket tarafından yapılan havalelerin hangi amaçla gerçekleştirildiğinin tespiti için davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi gerektiği gözetilerek, delillerin tam olarak değerlendirilmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1360 Esas, 2023/1458 Karar

HÜKÜM : Yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen limited şirket ortaklığın tespiti ve şirket hissesinin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davalı şirketin 1988 yılında kurulmuş bir aile şirketi olduğunu, şirketin babalarının isteği doğrultusunda gelirlerini birleştirerek babası ve kendisi tarafından kurulduğunu, kendisinin ve babasının Almanya'da olmaları sebebiyle şirketin resmi işlerinin gecikmemesi amacıyla davalı kardeşlerine olan inanç ve ... nedeniyle şirket hisselerini kardeşlerinin adına tescil ettirdiklerini, şirketin kuruluşu ve gelişme aşamasında maddi desteğini sürdürdüğünü, 3 sene öncesine kadar şirket hesabından kendisine ödemeler yapılıp şirket hattının kullandırıldığını, kardeşleri ile davalı şirket bünyesinde yer alan diğer şirketler adına kayıtlı gayrimenkullerin ve tüm varlıklarının %20 hissesinin adına yapılması konusunda inanca dayalı sözlü sözleşme akdettiklerini, aile şirketi ve bünyesindeki grup şirketlerin %20 hissesinin adına tescilinin yapılması talebini kabul etmemeleri üzerine 24.07.2017 tarihli ihtarname gönderildiğini; ancak cevaptan devrin gerçekleşmeyeceğinin anlaşıldığını ileri sürerek kendisinin davalı şirket ile daha sonra bu şirketin bünyesinde kurulan Limit Maden San. ve Tic. A.Ş. ve Limit Enerji San. ve Tic. A.Ş. unvanlı şirketlerin %20 hisse ortağı olduğunun tespiti ile bu şirketlerin sahibi olduğu tüm menkul, gayrimenkul malları, hisseleri, banka mevduatları, alacakları ve bankalarda mevcut bulunan tüm malvarlıklarına karşılık %20'sinin kendi adına kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; uzun yıllar yurt dışında yaşayan ve çalışan davacının iddia ettiği gibi davalı şirketin gerek kuruluşunda gerek faaliyetinde ve varlığında şimdiye kadar ortaklığı, katkısı veya çalışmasının olmadığını, Yargıtay kararları uyarınca inanç sözleşmesinin yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin şirketi geliştirmek ve büyütmek için çok çalıştıklarını, şirketin kurucularının davalılar olduğunu, kuruluşundan beri aile şirketi olarak çalıştıklarını, ağabeylerine yaptıkları yardımların davaya delil olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, taşınmazlar ve anonim şirketin çıplak payın alacağın temliki hükümleri gereğince yazılı sözleşme ile devri mümkün olduğundan devri iddia edenin iddiasını tanık ile ispat etmesi mümkün olmadığı, davacı taraf bu konuda yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı sunamadığı, Şimşekler İnşaat Turizm şirketi tarafından davacıya 2011 yılında para gönderdiği ve çektiğine ilişkin döviz mevduat hesap defteri sunulmuş ise de bu paraların gönderilme nedenini belirten bir şerh ve belge sunulmadığı, davacının sunduğu mevduat tevdiat hesap defterinden davalı şirketin davacıya 2011 yılında 8 kez para havale edildiği anlaşılmış ise de ancak paranın havale nedenine ilişkin şerhin mevcut olmadığı, sunulan tahsilat makbuzunda da havaleye ilişkin bir şerhin mevcut olmadığı, bu suretle gönderilen paraların ortaklık kapsamında olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı, bu aşamada dava dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanmadığından davacı tarafa yemini hatırlatması gerekmediğinden (Yargıtay İçtihadi Birleştirme Hukuk Genel Kurulu'nun 03.03.2017 tarih ve 2015/2 E.- 2017/1 K.) gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının davalı şirkette pay sahibi olup olmadığı, şirket hissesinin davacı adına tescili şartlarının oluşup oluşmadığı hususuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Dava, şirkette pay sahipliğinin tespiti istemine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ise davacının iddiasını yazılı delil ile ispatlayabileceği ancak yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı belge sunamadığı, davalı Şimşekler İnşaat Turizm şirketi tarafından davacıya 2011 yılında para gönderdiği ve çektiğine ilişkin döviz mevduat hesap defteri sunulmuş ise de bu paraların gönderilme nedenini belirten bir şerh ve belge sunulmadığı, davacının sunduğu mevduat tevdiat hesap defterinden davalı şirketin davacıya 2011 yılında 8 kez para havale edildiği anlaşılmış ise de ancak paranın havale nedenine ilişkin şerhin mevcut olmadığı, sunulan tahsilat makbuzunda da havaleye ilişkin bir şerhin mevcut olmadığı, bu suretle gönderilen paraların ortaklık kapsamında olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığı, bu aşamada dava dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Ancak davacı davalı şirket tarafından kendisine dava açılmadan 3 yıl öncesine kadar kâr payı gönderildiğini iddia etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur. Dosya kapsamında davalı şirket tarafından davacı hesabına 2011 yılında 8 kez para gönderildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 222 nci maddesi uyarınca Mahkemece ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verilebilir. Bu durumda davalı şirket kayıt ve belgelerinin uzman bilirkişi marifetiyle incelenmek suretiyle davacıya gönderilen havalelerin hangi amaçla (bağış, kâr payı, ödünç, borç ödemesi vs.) gönderildiğinin tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.