"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1204 Esas, 2023/1352 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/29 E., 2022/317 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların davadışı şirketi devraldıktan sonra davalı ... ve ...'in şirkete ortak olduklarını, sonrasında davacıların davalılara 5.000.000,00 TL bedelli senet verdiklerini, davalıların davacılardan şirket hisselerini davalı ...'e teslim etmelerini, aksi takdirde verilen 5.000.000,00 TL değerindeki senedin icra takibine konulacağını belirterek davacıları tehdit ettiklerini ve korkuttuklarını, davacıların bu şekilde fesada uğrayan iradeleriyle hisse devir ve ortaklığı tasfiye sözleşmesini imzaladıklarını, bu sözleşmenin iki ve yedinci maddesiyle davalılara verilen 3 adet 5.000.000,00 TL bedelli senetlerin yediemin olarak davadışı şahsa teslim edildiğini, senetlerin davacıdan hile ile alındığını, 26.07.2016 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesi ile ise davacıların şirketteki hisselerini davalı ...'e devrettiğini, bu iki sözleşmenin hile, gabin ve tehditle sakatlanan iradeleriyle imzalandığını, bu sözleşmede yazan bedellerin kendilerine verilmediğini, kaldı ki pay devir sözleşmesindeki devir bedelinin rayicin çok altında olduğunu, ayrıca hisse devir ve ortaklığı tasfiye sözleşmesi ve ibraname başlıklı adi yazılı sözleşmenin 4 üncü maddesi gereğince hisse devir tarihinden itibaren 90 gün içerisinde davalıların 2 adet enjeksiyon makinesi, 2 adet kalıp ve 2 adet robot vermeyi taahhüt ettiklerini ileri sürerek hisse devir ve ortaklığın tasfiyesine ilişkin adi yazılı sözleşmenin ve 26.07.2016 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesinin iptali ve ...'e devredilen hisselerin davacılar adına tesciline, hisselerin bedelsiz devri kabul edilmezse bedeli karşılığında hisselerin davacılar adına tesciline, bu mümkün olmazsa hisse devir bedelinin rayiç değerine nazaran güncellenmiş farkının tahsilini, ayrıca adi yazılı sözleşmenin 4 üncü maddesi gereğince müvekkillerinin seçtiği iş makineleri ve kalıbın davacılara teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davalıların küçük bir işletme olan şirketi büyüttüklerini, ancak davacıların dürüstlük kurallarına aykırı davranış ve söylemleri nedeniyle sulh yoluyla ortaklığın sona erdirildiğini, davacılardan ...'ın şirket müdürü iken ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürlüğünü davalı ...'e devrettiğini, davacıların verdiği zararları dolayısı ile ortaklığın tasfiyesi amacıyla bir komisyona başvurulduğunu ve iş adamlarından oluşan komisyon tarafından şirketin % 50 hissesine sahip olan davacıların işletmeden herhangi bir para talep etmeden ve mutabık kalınan zarardan kendilerine düşen kısımla ilgili herhangi bir ödeme yapmadan çekileceği, ancak davacıların şirkete olan şahsi borçlarının davalılara ödenmesi gerektiği yönünde karar verildiğini, bu karar neticesinde dava konusu sözleşmelerin akdedildiğini, pay devrinin şirket pay defterine işlendiğini ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek hisse devrinin tamamlanarak sulh yolu ile iradi olarak ortaklığa son verildiğini, davacıların basiretli bir tacir gibi davranması gerektiğini, davacıların verilen senedin teminat olarak verildiğini kabul ettiğini, teminat senedine ilişkin takip başlatılmasına yönelik söylemin bir korkutma olmadığını, şirket hisse bedellerinin nominal değer üzerinden hesaplandığını, gabin şartlarının da gerçekleşmediğini, sözleşme ile hüküm altına alındığı gibi belirlenen süre içerisinde tüm banka ve leasing borçlarının davacılar lehine kaldırıldığını, bu nedenle makineleri vermeyi davacıların kabul ettiğini, imzalanan her iki sözleşmenin de birbirini tamamladığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, taraflarca imzaları kabul edilen ibraname sözleşmesinin tarafların kendi hür iradeleri ile imzalamış oldukları ve davalı taraflarca herhangi bir hile ve tehdit yoluna başvurulmadığı, ibraname sözleşmesindeki yükümlülükleri yerine getirmedikleri sebebi ile 2 adet enjeksiyon makinası 2 adet kalıp makinası ve 2 adet robotun taraflarına teslimi talepleri yönünden yapılan değerlendirmede ise, öncelikle davacı tarafın taraflar arasındaki sözleşmenin hile ve tehdit ile yapılarak geçersizliğini iddia edip akabinde bahse konu ibraname sözleşmesindeki davalıların yükümlülüklerini yerine getirmedikleri iddiası ile sözleşmede yer alan makinaların taraflarına teslim taleplerinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(4721 sayılı Kanun) ikinci maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğu, ibraname sözleşmesinde yer alan ve davalı tarafın yükümlülükleri arasında yer alan dava dışı şirketin kullanmış olduğu kredilerdeki davacıların risklerinin şirket devir sözleşmesinden sonraki 90 günlük süre içerisinde davalılar tarafından kaldırılıp kaldırılmadığı yönünde dava dışı bankalara yazılan müzekkere cevaplarında dava dışı şirketin kullanmış olduğu krediler ile ilgili davacıların devam eden herhangi bir riskinin bulunmadığı, her ne kadar dava dışı bankalardan ... Bank, ... Bankası ve ... Faktoring'den gelen yazı cevaplarından net olarak bir belirleme yapılamamış ise de, davacı tarafa dava dışı şirketin kullanmış olduğu ve davacıların risklerinin devam ettiği var ise kredi sözleşmelerinin mahkememize bildirilmesi istenilmiş ise de davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde mahkemeye herhangi bir bildirimde bulunulmadığı ve davacı tarafça dava dışı şirket tarafından kullanılıp halen risklerinin devam etmiş olduğu herhangi bir kredi sözleşmesinin varlığı ispat edilemediğinden bu yöndeki taleplerinin de reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, ikrah ve gabin iddiasının ispata muhtaç kaldığı, kaldı ki davacıların anılan adi yazılı sözleşmeye göre davada talepte bulunmakla iyiniyet kuralları bağlamında çelişkili davranış yasağını ihlal ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 4 üncü maddesinde borçlar fekkedilmezse anılan iş makinelerin teslim edileceğinin kararlaştırıldığı ve gelen yazı yanıtlarına göre riskin devam etmediği, yerel mahkemenin ... A.Ş ve ... Faktöring yazı cevabı yönünden yapmış olduğu değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik görülmediği, gabin iddiasının da somut dosya kapsamında bilhassa tacir olan davacılar açısından dinlenebilir görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, hisselerin ibranameye göre bedelsiz olarak devredildiği ve bu devir karşılığında davacıların borçlu olduğu davalı tarafların ise alacaklı olduğu teminat için verilmiş 3 adet 5.000.000,00 TL'lik bononun davalılarca davacı taraflara teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, ispatlanamayan davanın reddine dair yerel mahkeme kararının kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile, ikrah ve gabin sebeplerine dayalı olarak akdedilen hisse devir ve ortaklığın tasfiyesine ilişkin adi yazılı sözleşmenin ve 26.07.2016 tarihli limited şirket pay devri sözleşmesinin iptali, bu mümkün olmazsa hisse devir bedelinin rayiç değerine göre hesaplanan farkın tahsilini, ayrıca adi yazılı sözleşmenin 4 üncü maddesi gereğince iş makineleri ve kalıbın davacılara teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 37 ve 38 inci maddeleri
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 17.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.