Logo

11. Hukuk Dairesi2025/194 E. 2025/2620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, TMSF kayyım atanması ve 678 sayılı KHK kapsamındaki durumu nedeniyle icra takibine yaptığı itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin tüzel kişiliğinin devam etmesi, TMSF'nin şirketin hak ve borçlarını devralmamış olması ve davalı vekilinin vekilliğinin devam etmesi gözetilerek yerel mahkemenin itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket tarafından davacıya gönderilen 14.07.2016 tarihli fiyat teklif formunun davacı tarafından imzalanarak taraflar arasında akdi ilişki kurulduğunu, davalı şirketin göndereceği “500 adet 75 cm x 1500 m ebat 25 micron kalınlıkta opak beyaz silaj strechi” karşılığında müvekkili tarafından 112.500,00 TL'nin 18.07.2016 tarihinde şirketin Vakıfbank kredi kartından 50.000,00 TL, 50.000,00 TL ve 12.500,00 TL olarak ödendiğini, davalının sözleşme uyarınca 15.08.2016’ya kadar sözleşme konusu malları teslim etmesi gerekmesine ve gönderilen ihtarnameye rağmen malları teslim etmemesi üzerine ödenen bedelin iadesi için icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirkete ... 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 05.08.2016 tarih ve 2016/5027 E. sayılı kararı ile kayyım atandığını, daha sonra ... 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2016/5555 D.İş sayılı kararı ile daha önce atanan kayyımların görev ve yetkilerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredildiğini, davacı tarafça icra takibi başlatılmışsa da hukuki ilişkilerinin ihtilaflı olduğunu, takibe dayanak borç için alacaklı görünen şirketle mutabakat sağlanamadığını, bu sebeple takibe dayanak borcun gerçek bir borç olup olmadığı hususunun şüphe oluşturduğunu, müvekkili şirket TMSF'ye devredildiğinden alacağın inceleme gerektirdiğini ve likit olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketin TMSF tarafından denetlendiğini ve yönetildiğini, müvekkili şirket hakkında 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (678 sayılı KHK) 33. maddesi gereğince Ticari ve İktisadi İdari Bütünlük kararı çıkarıldığını, denetim henüz bitmediğinden bu süre içerisinde bilgi ve belgelere sağlıklı ulaşılabilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, TMSF'ye müzekkere yazılarak davalı şirketin tüzel kişiliğinin devam edip etmediğinin, taraflarınca davalı tarafa karşı açılan eldeki davanın takip edilip edilemeyeceğinin ve duruşmalara devam eden davalı şirket vekiline taraflarınca vekalet verilip verilmediğinin sorulduğu, TMSF'den gelen cevabi yazıda; davalı şirketteki kayyımlıklarının sonlandırılmasına karar verildiği, Fon Kurulunun ve Başbakan Yardımcılığı Makamının muhtelif kararlarıyla şirketlerin yönetim kurulu başkan ve üyeliklerine atamalar yapılmışsa da davalının tüzel kişiliğinin Kurumlarından bağımsız olarak halen devam ettiğinin, şirketin hak, borç, dava ve takiplerinin de Kurumları tarafından devralınmadığının bildirildiği, davalının taraf olduğu davaları takip yetkisi bulunmakla sunulan vekaletname dayanak gösterilerek vekaletnamede ismi geçen avukatların şirketi taraf olduğu davalarda temsil yetkisinin mevcut bulunduğunun da bildirildiği, ... Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yazılan müzekkere cevabında davalı şirketin faal olduğunun anlaşıldığı, yine Maliye Hazinesi'ne yazılan müzekkerede de davalı şirketin borçlarından Maliye Hazinesi'nin sorumluluğu olup olmadığının sorulduğunu ve cevaben davalı şirketin OHAL kapsamında kapatılan kurumlar arasında bulunmadığı ve muhasebe kayıtlarının devam ettiğinin belirtildiği, müzekkere cevaplarından anlaşılacağı üzere davalı şirketin tüzel kişiliğinin halen devam ettiği, Maliye Hazinesi'nin davalı şirketin borçlarından kaynaklı herhangi bir sorumluluğunun söz konusu olmadığı, ayrıca davayı takip eden davalı şirket vekilinin vekillik görevinin de sona ermediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının ... 13. İcra Dairesi'nin 2017/33412 E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 119.051,02 TL yönünden devamına, hükmedilen asıl alacak miktarı olan 112.500,00 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazimatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, sözleşmeden kaynaklanan mal tesliminin gerçekleşmediği iddiasıyla ödenen bedelin iadesine ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.