Logo

11. Hukuk Dairesi2025/475 E. 2025/427 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın kesinleşmiş bir kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulup başvurulamayacağı ve bu başvurunun kötü niyetli kabul edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'da karar düzeltme yoluna yer verilmediği, bu yola başvurulmasının kanuna aykırı olduğu ve mahkemeye erişim hakkının kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu gözetilerek, karar düzeltme talebinin reddine ve talep edenin para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/927 Esas, 2024/1073 Karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi

ARA KARAR TARİHİ : 27.02.2024

SAYISI : 2016/1428 E.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen ticaret unvanının sicilden terkini, haksız rekabetin tespiti, tazminat ve menfi tespit davalarından dolayı yapılan yargılamada İlk Derece Mahkemesince verilen karar ile ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.

Ara kararın asıl ve birleşen davalar davacıları tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davalar davacıları tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 16.07.2024 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin, verilen kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı HMK) 394/5 hükmüne göre kesin olduğu, aynı Kanun'un 362/1-f hükmü gereğince temyiz edilemeyeceği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının asıl ve birleşen davalar davacıları tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.11.2024 tarihli ve 2024/6025 E., 2024/7946 K. sayılı kararıyla onanmasına karar verilmiştir.

Asıl ve birleşen davalar davacısı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı HMK'da, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndan (1086 sayılı HUMK) farklı olarak kanun yolları arasında karar düzeltme müessesesine yer verilmemiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra Yargıtay tarafından 6100 sayılı HMK uyarınca yapılan temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı tarafların karar düzeltme hakkı bulunmadığından asıl ve birleşen davalar davacısının karar düzeltme isteği niteliğini taşıyan başvurusunun reddi gerekir.

6100 sayılı HMK'da, İstinaf ve Temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu öngörülmüştür. Mülga 1086 sayılı HUMK’da düzenlenen Karar Düzeltme müessesine ise yer verilmemiştir. Buna rağmen birçok birçok dosyanın, varolmayan bu yöntem üzerinden yeniden Yargıtay’a gönderildiği sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

Hak arama hürriyeti veyahut mahkemeye erişim hakkı kapsamında Dairemize intikal ettirilen bu tür dosyalar, Dairemiz esasına kaydedilmekle; müteakiben gelen birçok dosyanın, temyiz inceleme sırasını ötelemenin yanı sıra, kararın kesinleşme sürecini de akamete uğratarak; lehine karar verilen tarafı da mağdur etmektedir.

“Dürüst Davranma” başlıklı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi “herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” hükmünü amirdir.

Dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemelerinin fiilen devreye girmesinden sonra istinaf ve temyiz denetiminden geçen bir kararın her ne ad altında olursa olsun yeniden Yargıtay gündemine taşınması kötüniyetli kanun yolu başvurusu addedilip, talep reddinin yanısıra, para cezası tayinini de gerektirir.

Tartışmalar esnasında; “karar düzeltme ve buna bağlı kötüniyetli başvuruyla ilgili bir yaptırım düzenlenmediğinden disiplin para cezası tayininin” kanunilik ilkesine aykırı olup olmadığı değerlendirilmesi de yapılmıştır. Neticede, olağan kanunyollarından olan temyiz ve istinaf taleplerinin kötüniyetli yapılması halinde bile ceza öngören kanun koyucunun, kanunda hiç yer almayan “karar düzeltme” yoluna özel yaptırım getirmemiş olmasının yegane sebebinin müessesenin kanun metninde yer almamasından kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Doğal olarak kanun metinleri, bünyesinde düzenleyip tarif ettiği hususlara ilişkin düzenlemeler içerir. Dolayısıyla kanunda hiç yer almayan ve dolayısıyla kötü niyetin en bariz şekilde tezahür ettiği bu halin yaptırımdan muaf tutulduğu sonucuna varmanın kanunun özü ve ruhuyla bağdaşmayacağı izahten varestedir.

O halde, kötüniyetle istinaf yoluna başvurmaya dair 6100 Sayılı HMK'nın 351. ve kötüniyetle temyiz başlıklı 368. maddelerinin atıfta bulunduğu aynı Kanun'un 329. maddesi metinlerinin özünde, mahkemeye erişim hakkının kötüye kullanıldığı tüm halleri kapsadığı kanaatine varılmakla; haksız ve yersiz talep reddinin yanısıra disiplin para cezasını içeren aşağıdaki hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Asıl ve birleşen davalar davacısının karar düzeltme talepli dilekçesinin REDDİNE,

Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi üzerine Yargıtayca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün olmayıp karar düzeltme talebinin kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK'nın 368. maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 329/2 hükmü uyarınca karar düzeltme talep eden davacı asılın takdiren 5.000,00 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,

Para cezasının İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.