Logo

12. Hukuk Dairesi2023/9355 E. 2024/5591 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İlamlı takipte, 4603 sayılı Kanuna tabi bankanın, tahsil harcı ve cezaevi harcından muaf olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 5230 sayılı Kanun'un 11. maddesinin, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28. maddesinde düzenlenen tahsil harcını kapsamadığı, ancak cezaevi harcını kapsadığı gözetilerek, tahsil harcının alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, ancak 4603 sayılı Kanuna tabi bankanın cezaevi harcından muaf olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

DAVACI/ALACAKLI : ...

DAVALI/3. KİŞİ : Gelir İdaresi Başkanlığı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Öncelikle belirtilmelidir ki; harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı paradır. Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, icra hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.

492 sayılı Harçlar Kanunu 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.

İcra ve İflas Kanunu 15. maddesi ise, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.

Harçlar Kanununun 32. maddesine göre, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.

Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 sayılı Harçlar Kanunu md.28/b) gereği icra dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili olmayıp, borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. Yani alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.

Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulu'nun 22/09/2004 tarih ve E:2004/12-491 K:2004/413 sayılı kararında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu’nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ileride borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.

Diğer yandan; 5230 sayılı Yasanın 11. maddesinde; "4603 sayılı Kanuna tabi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar 492 Sayılı Harçlar Kanununun 2, 23 ve 29. maddeleriyle 2548 sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun'un 1. maddesi hükmü uygulanmaz. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmaz. Bankaların mahkeme ilamını alması ve tebliğe çıkarması işlemlerinde karşı tarafa yükletilmiş olan harcın ödenmiş olması şartı aranmaz" hükmü yer almaktadır.

Görüldüğü üzere, 5230 sayılı Yasanın 11. maddesinde belirtilen muafiyet, 492 sayılı Harçlar Kanunu tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamamaktadır.

Somut olayda, alacaklı bankanın borçlular aleyhine yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte borçlu şirkete ait taşınmazların satılarak paraya çevrildiği, ihale bedeli üzerinden tahsil ve cezaevi harcı alındığı, alacaklı bankanın şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak tahsil ve cezaevi harcı alınmasına ilişkin müdürlük kararının iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince istemin reddine karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında, icra müdürlüğünce dosyaya aktarılan bedel üzerinden tahsil harcı alınmasında yasaya uygun olmayan bir yön yoktur.

Ancak, 5230 sayılı Yasanın 11. maddesinde; "4603 sayılı Kanuna tabi bankalarca yeniden yapılandırma sürecinde açılmış veya açılacak dava ve takipler sonuçlandırılıncaya kadar ...2548 sayılı Cezaevleri ile Mahkeme Binaları İnşaası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun'un 1. maddesi hükmü uygulanmaz" şeklinde düzenleme bulunduğundan, 4603 sayılı Kanuna tâbi olan alacaklı banka cezaevi harcından muaf bulunmaktadır.

O halde mahkemece, alacaklı bankanın cezaevi harcına yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ :

Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 04.10.2023 tarih ve 2022/1738 E. - 2023/1757 K. sayılı kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, Ankara 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 04.07.2022 tarih ve 2022/640 E. - 2022/614K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karara verildi.