Logo

12. Hukuk Dairesi2023/9542 E. 2024/4501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Üçüncü kişinin icra takibine konu mallara istihkak iddiasında bulunması üzerine açılan davada, malların borçluya ait olup olmadığı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Borçlu ile üçüncü kişi arasında mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemler yapıldığı, haciz tutanağının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu ve daha önceki hacizlerde aynı malların haczedilmiş olduğunun tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkemenin üçüncü kişi lehine verdiği karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

DAVALILAR : Alacaklı: ...

Borçlu : ...

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

Mahkemece, istihkak hususunda kesinleşmiş bir mahkeme kararı olduğundan icra müdürlüğünce İİK 97. maddesi gereği mahcuzların borçlunun elinde haczedildiği kabul edilmiş ve takibin devamına karar verilmiş olsa dahi 29.01.2014 ve 26.12.2013 tarihlerinde işlemi tatbik edildiği, aynı mahalde yapılmış olan istihkak iddiasına karşı alacaklı tarafından dava açılmadığı görülmüş olduğundan haciz mahallerinin farklı adresler olduğu hususunda tereddüt olmadığı, haciz mahallinde borçlunun bulunmadığı, ödeme emrinin borçluya haciz mahallinde tebliğ edilmediği, borçluya ait evraka rastlanmadığı, her haciz işleminin ayrı değerlendirileceği hususları birlikte düşünüldüğünde haczin İİK'nın 99. maddesi gereği üçünçü kişinin elinde haczedildiğinin kabulü gerekeceği, davalının malların borçluya ait olduğu hususunu ispat edemediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, davaya konu haciz adresinde 29.01.2014 tarihinde yapılan hacizde mahalde hazır bulunan ... tarafından haciz mahallinin dava dışı Sadık Kahraman'a ait olduğu beyan edilmiş, sonrasında haciz mahalline gelen davacı 3. kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu görülmüş olup, bu istihkak iddiasına ilişkin prosedürün işletilmediği, 26.12.2013 tarihinde farklı bir adres olan Bursa yönü 5. km ... Petrol karşısı Yalova adresinde yapılan hacizle ilgili o haciz şartları değerlendirilerek verilen Yalova İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/188 E.-2018/412 K. sayılı kararı emsal alınarak haciz mahalli ile borçlu arasında bağ kurulması için yeterli olmadığı gibi, İİK’nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğunun kabulü için de yeterli görülmediği gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.

İcra dosyası ve UYAP kayıtlarının incelenmesinde, 26.12.2013 tarihinde Bursa yönü 5. km ... Petrol karşısı Yalova adresinde yapılan haciz de, borçlu ... hazır bulunmuş, adresle ilgisi olmadığını beyan ederek uzaklaşmış, bu sırada gelen 3. kişi ... istihkak iddiasında bulunmuş olup istihkak iddiası ile ilgili olarak Yalova İcra Hukuk Mahkemesinin 4.7.2018 tarih, 2018/188 E.-2018/412 K. sayılı kararı ile 3. kişinin açtığı ESAS NO : 2023/9542

istihkak davasının reddine karar verilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.11.2020 tarihli karar düzeltme ret kararı ile hükmün, 19.11.2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.

29.01.2014 tarihinde ... Mah. ... Yolu Cad. No:107 Merkez/Yalova adresinde haciz yapılmış, davadışı ... hazır bulunarak prefabrik işi yaptığını ve mahaldeki fidanların davadışı Sadık Karaduman’a ait olduğunu beyan etmiş, sonradan gelen davacı 3. kişi ..., fidanların kendisine ait olduğunu, fidanların geçici olarak mahalde bulunduğunu, temizlik bakımı karşılığında mahalde faaliyet gösterdiğini beyan etmiş, yapılan haciz işlemi ve gerçekleşen istihkak iddiasına ilişkin olarak devamında hiçbir icrai işlem, talep ve dava bulunmadığı görülmüştür.

Dava konusu 24.2.2021 tarihli haciz, Gaziosmanpaşa Mahallesi, Bursa Yalova anayolu Giriş No: 107 adresinde yapılmış, haciz tutanağının giriş kısmında talimat gereği 26.12.2013 ve 29.01.2014 tarihli haciz tutanaklarına göre menkullerin tespiti ile muhafaza ve talep halinde ek haciz içim gelindiği belirtilmiş, haciz sırasında daha önce haczedilen menkullerden olmayanlar tespit edildiği gibi haciz işlemi sırasında haczedilen bir kısım menkullerin karşısına da 26.12.2013 tarihli haciz, 29.01.2014 tarihli haciz ibarelerinin eklendiği görülmüştür.

Bununla birlikte, dava konusu haciz, 3. kişinin ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapılmış olup haciz sırasında borçlu hazır bulunmamış ise de, SGK kayıtlarına göre davacı 3. kişinin, 2004-2009 yılları arasında borçlunun ortağı olduğu şirkette çalıştığı görülmüş, davacı ile davalı borçlunun aynı faaliyet konularında ticari hayatlarını sürdürmekte olduğu, borçlunun ortağı olduğu şirketin de 3. kişinin de Yalova Peyzaj unvanını kullandığı anlaşılmıştır.

Öte yandan, dava konusu haczin 26.12.2013 tarihli haciz ile aynı adreste yapıldığı dosya kapsamından anlaşılamıyor ise de, 26.12.2013 tarihli haciz, borçlunun haciz mahallinde hazır bulunduğu sırada yapılmıştır. Bu hacizle ilgili olarak 3. kişinin açtığı istihkak davasının reddine dair karar yasa yollarından geçerek kesinleşmiş olup anılan karar eldeki dosya için bağlayıcı olmamakla birlikte borçlu ile 3. kişi arasında muvazaalı işlemler yapıldığı hususunu güçlendirmektedir. Ayrıca, İİK'nın 8. maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli kabul edilen haciz tutanağı uyarınca, dava konusu 29.1.2014 tarihli haciz işlemi, 24.2.2021 tarihinde yapılan haciz ile aynı adreste yapılmış olup dava konusu haciz sırasında haczedilen bir kısım menkullerin karşısına 26.12.2013 tarihli haciz, 29.01.2014 tarihli haciz ibarelerinin eklenerek daha önceki hacizde haczedilen menkuller olduğunun tespitinin yapıldığı görülmüştür. Bütün bu olgular bir arada düşünüldüğünde, borçlu ile 3. kişinin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemler yaptığının kabulü gerekir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.