Logo

12. Hukuk Dairesi2023/9644 E. 2024/5112 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Takip dayanağı ilamın ortadan kalkması nedeniyle yapılan icra takibinin devam edip etmeyeceği ve icra dosyasına yatırılan paranın iadesi için düzenlenen muhtıranın iptaline dair şikayetin reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Takip dayanağı ilamın bozulması ve davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesi nedeniyle İİK'nın 40/2. maddesi uyarınca takibin devamına olanak bulunmadığı ve icra dosyasına ödenen meblağın iadesi için muhtıra düzenlenmesinin isabetli olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlunun aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak; takip dayanağı ilamın derdest olduğunu ve İcra Müdürlüğünce düzenlenen İİK’nın 40/2 maddesi gereğince yapılan ödemelerin iadesine ilişkin muhtıranın iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince takip dayanağı ilamla ilgili Ankara 14. İdare Mahkemesinin 2018/2623 Esas sayılı dosyası üzerinden yeniden yargılama yapıldığı, mahkemece verilen red kararının 10.12.2020 tarihinde kesinleştiği, bu tarihten sonra İİK'nın 40/2. maddesindeki koşullar oluştuğundan bu tarihten önce icra dosyasına yatırılan paranın iadesi için muhtıra gönderilmesi doğru olmayıp, şikayete konu 26.04.2021 tarihli muhtıranın iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile 26.04.2021 tarihli muhtıranın iptaline karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği görülmüştür.

Takibin dayanağı olan Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.06.2012 tarih ve 2011/272 Esas 2012/194 Karar sayılı kararının Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 09.12.2013 tarih ve 2013/17783 Esas 2013/21950 Karar sayılı kararı ile idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile bozulduğu, Asliye Hukuk Mahkemesince 01.04.2014 tarih ve 2014/30 Esas 2014/218 Karar sayılı kararı ile davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddedildiği ve 02.02.2016 tarihinde kesinleştiği, alacaklı tarafından idari yargıda açılan davada Ankara 14. İdare Mahkemesinin 14.12.2016 tarih ve 2016/692 Esas 2016/5406 Karar sayılı kararı ile konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 2017/1225 Esas 2017/979 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun reddedildiği, bu kararın Danıştay 6. Dairesinin 27.02.2018 tarih ve 2017/5412 Esas 2018/1649 Karar sayılı ilamı ile onandığı, kararın kesinleştiği, alacaklının Anayasa Mahkemesine bireysel başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesinin 29.11.2018 tarih ve 2017/6651 başvuru nolu kararıyla Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, bunun üzerine Ankara 14. İdare Mahkemesinin 28.06.2019 tarih ve 2018/2623 Esas-2019/1430 Karar sayılı kararıyla davanın devamı sırasında dava konusu taşınmazın yapılaşma koşullarında konut alanı

kullanımına ayrıldığı, dolayısıyla uyuşmazlığa konu taşınmazdaki tasarruf imkanı önündeki kısıtlılığın ortadan kaldırıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5.İdari Dava Dairesinin 08.10.2020 tarih ve 2019/1244 Esas-2020/825 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun reddedildiği ve kararın Danıştay’a temyiz yoluna gidilmeden 10.12.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Buna göre takip dayanağı ilam ortadan kalkmış olup hükmünü yitirdiğinden takibin devamına olanak yoktur. Bir başka deyişle davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmekle İİK'nın 40/2. maddesi uyarınca ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen eski haline iade olunacağından icra dosyasına ödenen meblağın alacaklıya iadesi konusunda muhtıra gönderilmesi isabetlidir.

Somut olayda; takip dayanağı ilam bozulmakla davanın reddine karar verildiği, kesinleşme tarihinin 10.12.2020 olduğu, muhtıranın 26.04.2021 tarihinde düzenlendiği, muhtıra tarihi itibariyle davanın reddine dair son karar kesinleşmiş olup kesinleşme ön şart olduğundan önceki tarihlerde icra dosyasına ödenen meblağın eski hale iade koşulları oluşmuştur.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetin reddi yönündeki İlk Derece Mahkeme kararına ilişkin istinaf isteminin esastan reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekir.

SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 13.10.2023 tarih ve 2022/503 Esas-2023/1598 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.