Logo

12. Hukuk Dairesi2024/3093 E. 2024/4376 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Borçlunun aynı alacaklıya karşı farklı tarihlerde ödenmek üzere verdiği bonolar nedeniyle düzenlenen taahhütnamelerin ihlali halinde, her bir taahhütname için ayrı ayrı tazyik hapsi cezası verilip verilemeyeceği ve taahhütnamelerde faiz belirtilmemesi halinde taahhüdün geçerli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Aynı alacaklıya karşı birden fazla bono düzenlenmesi halinde, her bir bono için ayrı icra takibi başlatılsa ve ayrı taahhütname düzenlense dahi, borç ilişkisinin tek bir borç olarak değerlendirilmesi ve tazyik hapsinin toplamda 3 ayı geçemeyeceği, ayrıca taahhütnamelerde işleyecek faizin belirtilmemesi halinde taahhüdün geçersiz olacağı gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet kararları bozulmuş ve sanığın beraatine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanık ...'ın, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesinin 29.11.2019 tarihli ve 2019/507 Esas, 2019/992 Sayılı; aynı neviden suç nedeniyle anılan Kanun'un 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesinin 29.11.2019 tarihli ve 2019/503 Esas, 2019/978 Sayılı ve yine aynı neviden suç nedeniyle anılan Kanun'un 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesinin 29.11.2019 tarihli ve 2019/506 Esas, 2019/991 Sayılı kararları aleyhine Adalet Bakanlığının 07.02.2024 gün ve 94660652-105-34-3790-2021-KYB sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.03.2024 gün ve KYB-2024/19308 Sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

Dosyalar kapsamına göre,

1-Alacaklı Okyanus Basım Yayın Ticaret Anonim Şirketi vekili tarafından yapılan şikâyetler üzerine borçlu sanık hakkında taahhüdü ihlâl suçundan açılan davalarda farklı icra dosyalarından verilen her bir taahhüdün ayrı bonolara ilişkin olması nedeniyle, ayrı ayrı her bir taahhüt için sanığın 3 aya kadar tazyik hapsiyle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, somut olayda sanığın alacaklıya borçları nedeniyle tanzim tarihleri aynı (27.04.2016), ödeme tarihleri farklı olan ayrı ayrı bonolar düzenleyerek verdiği, her bono için ayrı ayrı icra takipleri başlatıldığı ve başlatılan icra takiplerine ilişkin dosyalarda borçlu sanığa aynı tarihli (12.04.2017) taahhütnameler imzalatıldığı, her ne kadar bonolarda mücerretlik ilkesi geçerli ise de, 2004 sayılı Kanun’un “Borçlunun ödeme şartını ihlâli halinde ceza” başlıklı 340. maddesinin "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlâl eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." hükmü karşısında, ayrı ayrı bonolara konu borcun bir bütün olarak tarafları aynı olan tek bir borç olarak değerlendirilmesi gerektiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2009 tarihli ve 2009/16-188 Esas, 2009/205 Karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, aynı borç ilişkisi nedeniyle toplam tazyik hapsi miktarının 3 ayı geçemeyeceği düzenlemesi karşısında, yazılı şekilde sanığın her bir takip için ayrı ayrı 3 aya kadar tazyik hapsine karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,

2-2004 sayılı Kanun'un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği hâlde, İstanbul 33. İcra Müdürlüğünün 2017/11092, 2017/9609 ve Esas No : 2024/3093

2017/3832 Esas sayılı takip dosyalarında mevcut olup haciz sırasında borçlu tarafından verilen 12.04.2017 tarihli ödeme taahhütlerinde takip tarihinden taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığının ve alacaklının işleyecek faizden feragat beyanın da belirtilmemiş olması nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesinin 29.11.2019 tarihli ve 2019/507 Esas, 2019/992 Karar sayılı, İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesinin 29.11.2019 tarihli ve 2019/503 Esas, 2019/978 Karar sayılı ve İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesinin 29.11.2019 tarihli ve 2019/506 Esas, 2019/991 Karar sayılı kararlarının CMK’nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında borçlunun ödeme şartını ihlâli eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapislerinin kaldırılmasına, bu eylemlerle ilgili olarak sanık hakkında verilen tazyik hapisleri infaz edilmekte ise derhal salıverilmesine,

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin cezanın kaldırılmasını gerektirdiği belirlendiğinden,

İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesinin 2019/507 Esas, 2019/503 Esas ve 2019/506 Esas sayılı dosyalarından;

"Sanık ...'ın, üzerine atılı borçlunun ödeme şartını ihlâli suçlarının yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince ayrı ayrı BERAATİNE,"

"Yargılama giderinin müşteki üzerinde bırakılmasına,"

Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.