"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi
DAVACILAR : Alacaklılar : ..., ..., ...
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklılar tarafından borçlu şirket hakkında başlatılan adi kiraya ve hasılat kiralarına ait ilamsız icra takibinde, borçlu şirketin yasal süresi içerisinde borca itiraz etmesi üzerine alacaklıların icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ile borçlunun temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesini istedikleri, İlk Derece Mahkemesince, itirazın kaldırılması ve tahliye taleplerinin reddine, alacaklılar aleyhine 117.349,75 TL üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verildiği, karara karşı alacaklıların istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine hükmedildiği, kararın alacaklılar tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu'nun 269/2. maddesi hükmü gereğince ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini aynı yasanın 62. maddesi hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmez ise, akdi kabul etmiş sayılır. Borçlunun kira ilişkisine açıkça karşı çıkmaması karşısında İİK'nın 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Öte yandan kira akdini, kira bedelini ve ödeme zamanı ile şeklini kanıtlama yükümlülüğü alacaklıya, kira paralarının ödendiğini ispat külfeti de borçluya aittir.
Somut uyuşmazlıkta; takip konusu 01.01.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kira parasının yıllık peşin olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve 08.01.2020 tarihinde başlatılan takipte 01.01.2020 - 31.12.2020 dönemi kira alacağı olarak 600.000,00 TL’nin talep edildiği, borçlunun yasal süresi içerisinde icra müdürlüğüne sunduğu 16.01.2020 tarihli itiraz dilekçesinde, kira sözleşmesinde belirlenen artış oranına göre takip konusu kiranın 482.650,25 TL olması gerektiğini ve bu tutarın da 09.01.2020 tarihinde alacaklılara ödendiğini ileri sürerek borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini belirttiği, dosyada mübrez banka dekontlarına göre 09.01.2020 tarihinde 482.650,25 TL, 17.01.2020 tarihinde de 53.889,55 TL ödeme yapıldığının anlaşıldığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunda taraflar arasında imzalanan ek protokole göre takip konusu yıllık kiranın 462.000,00 TL olması gerektiğinin ve borçlu tarafından yapılan ödemeler nedeniyle bakiye alacak bulunmadığının mütalaa edildiği, İlk Derece Mahkemesince ESAS NO : 2024/3223
bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle takip konusu borcun takipten sonra ödendiği gerekçesiyle itirazın kaldırılması ve tahliye taleplerinin reddine karar verilmekle birlikte, borçlunun borca itirazında bildirdiği 482.650,25 TL’yi aşan kısım olan 117.349,75 TL yönünden alacaklıların takip yapmakta haksız olduğundan bahisle bu kısım üzerinden alacaklılar aleyhine tazminata hükmedildiği görülmüştür.
Borçlunun borca itiraz dilekçesinde takip talebi ekinde sunulan "Kira Sözleşmesi" başlıklı belgedeki imzaya açıkça ve ayrıca itiraz etmediği gibi taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu da inkar etmediği, takipte istenen kira alacağının 600.000,00 TL olmayıp, 482.650,25 TL olduğunu, bu tutarı aşan kısım yönünden borçlu olmadığını, bu tutarın da 09.01.2020 tarihinde ödendiğini ileri sürerek takibe ve borca itiraz ettiği görülmekle, İİK'nın 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve borçlu tarafından kabul edilen tutar yönünden kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun kabul edilen kira miktarını takipten sonra ödediği nazara alındığında, alacaklıların takip tarihinde takip yapmakta haklı oldukları izahtan varestedir.
O halde mahkemece, borçlu tarafından yapılan ödemelerin takipten sonra olduğu ve alacaklıların takip tarihi itibariyle 482.650,25 TL yönünden takip yapmakta haklı oldukları nazara alınarak, bu tutar yönünden haklı takibe yapılan itirazın kaldırılması gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması isteminin tümden reddi yönünde hüküm tesisi hatalı olup mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklıların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesinin 15.02.2024 tarih ve 2022/1328 E. - 2024/323 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 12.01.2021 tarih ve 2020/389 E. -2021/40 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.