"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
ŞİKAYETÇİ : ...
SUÇ : Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek
HÜKÜM : Beraat
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Ceza muhakemesinin amacının hukuken geçerli kanıtlarla hiç bir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olması ve temyiz kanun yolundaki hukuki denetimin maddi gerçeğin tespitinde muhakeme ve mantık kurallarına, bilimsel gerçeklik ve bulgulara uyulup uyulmadığını da kapsadığı gözetilerek yapılan incelemede,
İlk derece mahkemesince sanıkların mahkumiyetlerine dair karar verildiği, kararın istinaf edilmesi sonucu, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak, sanıkların beraatlerine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bölge adliye mahkemesince, sanıkların alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek kastı bulunduğu hususunun şüpheli kaldığından bahisle, sanıkların beraatlerine dair karar verildiği anlaşılmış ise de;
Sanıkların üzerlerine atılı bulunan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 331 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan bu suçun; "Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
1-Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek, hakiki surette;
2-Gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek,
3-Asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksilterek” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da gerçekleşmesi halinde oluşacağının yerleşik uygulamalarda benimsenmiş olduğu,
Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmazın hisse devrinin satış tarihindeki rayiç değerinden düşük bedelle yapıldığı, taşınmazın hisse satışından elde edilen paranın herhangi bir borç ödemesinde kullanıldığının ispatlanamadığı, devreden ile devralan arasında yakın akrabalık ilişkisi bulunduğu, hisse devir bedelinin elden ödendiği ve bedelin resmi kayıtlarla ödendiğinin ispat edilemediği ve bu haliyle sanıkların üzerlerine atılı suçun unsurlarının oluştuğu anlaşıldığından, alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçunu işlediği sabit olan sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince mahkumiyet kararı verilmesi yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup,
Bozmayı gerektirmiş ve müşteki vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin 14/11/2023 tarihli ve 2022/2689 Esas, 2023/2575 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 302/2 ve 28.02.2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Yasa ile değişik CMK'nun 304. maddeleri gereğince tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.