Logo

12. Hukuk Dairesi2024/3828 E. 2024/9384 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aynı alacağa dayalı olarak daha önce başlatılmış bir icra takibi varken, aynı alacaklı tarafından aynı borçluya karşı farklı bir icra takibi başlatılmasının mükerrerlik oluşturup oluşturmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.01.2023 tarihli kararı uyarınca, derdestliğin takip şartı olduğu ve aynı alacak için birden fazla takip yoluna başvurulsa dahi mükerrerlik teşkil edeceği gözetilerek, mahkemelerin mükerrerliği kabul etmeyip şikayeti reddeden kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı tarafından borçlular aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı borçlu ...’un İcra Mahkemesine başvurusunda; aynı alacağa dayalı olarak alacaklı tarafından şikayete konu ilamsız takipten önce Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2018/152281 E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatılması nedeniyle iş bu ilamsız takibin mükerrer olduğunu ileri sürerek Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün 2021/15573 E. sayılı icra takibinin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince, her iki takibin dayanaklarının farklı olduğu belirtilerek şikayetin reddine hükmedildiği, kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi benimsenmek suretiyle başvurunun esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi borçlu tarafından temyiz edildiği görülmüştür.

İcra hukukunda “derdestlik” hususunda pozitif bir düzenleme yer almamakla birlikte, İcra ve İflas Kanunun da açık bir düzenleme bulunmadığı durumlarda medeni usul hukuku hükümlerinin niteliğine uygun düştüğü ölçüde kıyas yoluyla icra hukukunda da uygulanacağı tabiidir. Borçlu hakkında devam etmekte olan bir icra takibinin mevcudiyetine rağmen, aynı alacaklının, aynı borçluya karşı, aynı alacak sebebi ile yeniden icra takibi başlatmasının usulsüz olduğuna dair iddia, takip hukukunda mükerrerlik şeklinde nitelendirilmiş olup, medeni usul hukukundaki karşılığı ise derdestliktir. 1086 sayılı HUMK’nın 187/1-4 ve 194. maddelerindeki düzenlemede derdestlik, ilk itiraz olarak nitelendirilmiş iken, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesi ile 114/1-ı maddesinde yapılan düzenleme ile dava şartı haline getirilmiştir. İİK’da derdestlik iddiasının ileri sürülme şartları yönünden bir düzenleme bulunmadığından, HMK’da dava şartı olan derdestlik, icra takibi bakımından takip şartı haline gelmiştir.

Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 20.01.2023 tarih ve 2021/2 E. - 2023/1 K. sayılı kararı ile; derdestliğin takip şartı olduğu, derdest bir takip varken aynı alacak ile ilgili aynı taraflar arasında ikinci bir takip yapmakta, alacaklının hukuki yararı bulunmadığı gerekçelerine dayanılarak, aynı anda hem kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip hem de rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı yönünde içtihatların birleştirilmesine karar verilmiştir. Böylece, aynı alacak için değişik takip yollarına başvurulmasında yasal engel bulunmadığından yola çıkılarak, mevcut bir icra takibi devam ederken, alacaklının “tahsilde

tekerrür etmeme kaydıyla” aynı alacak için, aynı borçluya, yeni bir icra takibi başlatmasında mükerrerliğin oluşmadığı görüşünün, söz konusu içtihadı birleştirme kararı karşısında uygulama kabiliyeti de kalmamıştır. Bu cümleden olmak üzere; icra takibinde derdestlik için takip türlerinin aynı olmasının gerekmediğinin de kabulü gerekir.

Dairemizce, ilamsız icra takiplerinde mükerrerlik iddiası, borca itiraz niteliğinde görülerek, bu itirazın İİK’nın 62. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerektiğine dair görüş istikrarlı şekilde uygulanmış ise de derdestliğin HMK’da dava şartı olarak düzenlenmesine ve bu hususun Yargıtay Büyük Genel Kurulunun içtihadı birleştirme kararı ile de benimsenmesine paralel olacak şekilde görüş değişikliğine gidilerek, icra takibinin ilamlı ya da ilamsız olduğuna bakılmaksızın, mükerrer takibin iptali talebinin, takip şartı olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak İcra Mahkemesine şikayet yolu ile getirileceği, söz konusu şikayetin ise süresiz olarak ileri sürülebileceği sonucuna varılmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığın incelenmesinde; borçlu aleyhinde Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2018/152281 E. sayılı dosyası ile bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibi derdest olduğu halde, bu kez de Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün 2021/15573 E. sayılı dosyası ile genel kredi sözleşmesine dayanılarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı ve her iki takibin dayanağının farklı olduğu görülmekte ise de, alacaklının istinafa cevap dilekçesinde yer alan, “ kamu alacağı niteliğindeki banka alacağının tahsil edilmesi adına ikame edilen takip dosyaları tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açılmıştır. Sayın Başkanlığınızca da bilindiği üzere Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1995 tarih 1995/12-409 E. 1995/592 K. sayılı ilamı ile de aynı alacak için değişik takip yollarına başvurulmasında yasal bir engel olmadığına karar verilmiştir” beyanı karşısında, icra takiplerinin aynı alacaktan kaynaklandığının kabulü gerekir.

O halde; İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün 2021/15573 E. sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi ve Bölge Adliye Mahkemesince de borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 08.03.2024 tarih ve 2023/1570 E.-2024/525 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Kahramanmaraş İcra Hukuk Mahkemesinin 18.11.2021 tarih ve 2021/744 E.-2021/1038 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.