Logo

12. Hukuk Dairesi2024/4231 E. 2024/8002 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi kapsamında haczedilen taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması işleminin harçtan muaf olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 32. maddesindeki harç muafiyetinin, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28. maddesinde düzenlenen tahsil harcını kapsamadığı ve finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinde harçlardan borçlunun sorumlu olduğunun belirtildiği gözetilerek, istinaf mahkemesinin haczin kaldırılması işleminin harçtan muaf olduğuna dair kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalılardan Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçluların icra mahkemesine başvurusunda; alacaklı banka ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na eklenen Geçici 32. madde kapsamında finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme kapsamında takip dosyasında haczedilen taşınmazlardan biri olan Manavgat İlçesi, ... Mahallesi, 588 ada 1 parseldeki haczin harçsız olarak kaldırılmasının talep edildiğini, ancak icra müdürlüğünce taleplerinin harç yatırılması gerektiği belirtilerek reddedildiğini, finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi kapsamında yapılan işlemlerin yargı harçlarından muaf olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğü kararının iptalin talep ettikleri, İlk Derece Mahkemesince, şikayetin reddine karar verildiği, borçlular tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, takip dosyasının finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi kapsamında kaldığı ve dosya kapsamında yapılan işlemlerin harçtan muaf olduğu gerekçesi ile borçluların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, icra müdürlüğünün 09.12.2022 tarihli işleminin iptaline karar verildiği görülmüştür.

Öncelikle belirtilmelidir ki; harç, yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı paradır. Medeni Usul Hukukunda olduğu gibi, İcra Hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.

492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir.

İcra ve İflas Kanunu’nun 15. maddesi ise, kanunda tersine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir.

Harçlar Kanunu’nun 32. maddesine göre, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.

Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 sayılı Harçlar Kanunu, md. 28/b) gereği icra dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili değildir; borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam ... vardır. Yani, alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.

Bu düzenlemelere paralel olarak; Hukuk Genel Kurulu'nun 22.09.2004 tarih ve E:2004/12-491 K:2004/413 sayılı kararında da, paranın tahsili anında Devletin harçla ilgili kaybını önlemek ve Harçlar Kanunu’nun 128. maddesindeki memur mesuliyetini azaltmak amacı ile ilerde borçludan alınmak üzere, tahsil harcının, alacaklıya ödeme yapıldığı sırada alacaklıdan alınacağı belirtilmiştir.

Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesi gereğince konunun değerlendirilmesine gelince;

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesinde; “Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev’i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil) bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemler bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır.” hükmü yer almaktadır.

Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2010 tarih ve 2008/81-2010/8 sayılı kararının gerekçesinde, 492 sayılı Harçlar Kanun’un 123. maddesinin son fıkrası ile harçtan istisna tutulan işlemlerin fıkrada belirtilen kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemler olup, yasa koyucunun, finansman sıkıntısı çeken bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumların, müşterilerine kullandırmak amacıyla sendikasyon kredisi gibi büyük miktarlı kredilere kendi portföylerinde yer vererek yurt içi veya yurt dışı kredi kuruluşlarından finansman desteği alabilmelerini kolaylaştırmak ve kredi maliyetlerini azaltmak amacıyla bu nitelikteki kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemlerden harç alınmayacağını öngörmüş olup, maddede yer alan istisnanın, bankaların kendi öz kaynaklarından veya diğer kredi kurumlarından temin ettikleri, kredileri genel kredi sözleşmesi ile gerçek veya tüzel kişilere teminatlı veya teminatsız olarak kullandırmalarının bu yasa kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.

Açıklanan ve yeni oluşan bu durum karşısında, 492 sayılı Harçlar Kanununun 123/son maddesinde yer alan istisnanın, bankalar ve yurtdışı kredi kuruluşlarının kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacaklarının tahsili amacıyla icra dairelerinde yapacakları işlemler hakkında uygulanamayacağı sonucuna varılmıştır(Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2010 tarih ve 2010/12-443 Esas sayılı kararı).

Diğer yandan; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu eklenen Geçici 32. maddesinin yedinci fıkrasına göre “Bu maddeye göre yapılan Çerçeve Anlaşmaları ve bu Anlaşmalar kapsamında düzenlenen Sözleşmelerde belirlenen esaslar uyarınca; a) Yapılacak işlemler cezaevi harcı ve 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan (yargı harcı dahil) ve düzenlenecek kâğıtlar (Çerçeve Anlaşmaları ve Sözleşmeler dahil) 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre alınan damga vergisinden, … müstesnadır.” hükmü yer almaktadır.

Görüldüğü üzere, 5411 sayılı Kanunun Geçici 32. maddesinde belirtilen muafiyet, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamamaktadır.

Somut olayda, harcın talep edildiği dosya, icra takip dosyası olup, tahsil harcı istisna kapsamında değildir ve ayrıca taraflar arasındaki finansal yeniden yapılandırma sözleşmesinin 22. maddesinde de harçlardan borçluların sorumlu olduğu belirtilmiş olup yukarıdaki gerekçe ile şikayetin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ:

Gelir İdaresi’nin temyiz itirazlarının kabulü ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 21.03.2024 tarih ve 2023/1150 E. - 2024/723 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.