Logo

12. Hukuk Dairesi2024/4831 E. 2024/9839 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine itiraz üzerine yapılan imza incelemesinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı ve takibin durdurulup durdurulmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 211. maddesinde belirtilen imza incelemesi usulüne uygun olarak yapılmadığı, bilirkişi raporunun hükme esas alınacak nitelikte olmadığı ve borçlunun rapora itirazı da gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, takibe konu 2 adet bonodaki imzaya ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, İlk Derece Mahkemesince yetki itirazının reddi ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda imzaya itirazın kabulüne takibin davacı yönünden durdurulmasına karar verildiği, davalı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.

Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, İİK’nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir.

İİK’nın 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddesinde yer alan “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” düzenlemesi nedeniyle uygulanması gereken aynı Kanun’un 211. maddesinde ise imza incelemesinin yöntemi gösterilmiş olup, buna göre hakim bilirkişi incelemesine karar verir ise bilirkişi HMK'nun 211 maddesi uyarınca inceleme yapar.

Vurgulamakta yarar vardır ki, anılan belgelerin tamamlanması konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.04.2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu göz ardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir. (Hukuk Genel Kurulu'nun 06.02.2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 K. sayılı kararı

HMK'nun 211. maddesinde yazılı usul izlenerek inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen karşılaşmaya yapmaya elverişli belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.

Bilirkişi borçlunun noter senedinde, evlenme defterinde veya icra tutanağındaki

imzaları gibi karşılaştırma yapmaya elverişli imzalarla, borçluya mahkemede yazı yazdırma (istiktâb) sonucunda elde edilen imzaları takip dayanağı senet altındaki imzalarla karşılaştırır. Bu karşılaştırma sonucunda senet üzerinde borçluya atfen atılı bulunan imzanın borçluya ait olup olmadığına karar verir.

Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.

Somut olayda mahkemece hükme esas alınan 10.10.2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; borçlu ...’ın mukayese belgelerindeki örnek imzaların birbirleri arasında yapılan inceleme ve karşılaştırmada iki farklı şekilde tersim edilmiş imzalar bulunduğu, borçlu tarafından mukayese imza olarak bildirilen Garanti Bankası Simav Şubesinden temin edilmiş 11.09.2014 tarihli sözleşmede bulunan imzalarla senetteki imzaların benzerlikler gösterdiği ve davacının eli ürünü olmadığı, diğer mukayese imzalarla ise senetteki imzanın uyuşmadığının değerlendirildiği görülmekle; inkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığı konusunda bir kanaat içermeyen ve yukarıda belirtilen yöntemlerle yapılmayan bu rapor bu haliyle denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir.

O halde; İlk Derece Mahkemesince, borçlu tarafından rapora itiraz edilmiş olması da dikkate alınarak, mukayese belgeler ve huzurda borçludan alınan imza örneklerinin tamamı üzerinde, üç kişilik bir bilirkişi heyetince yukarıda belirtilen niteliklere uygun şekilde yaptırılacak detaylı inceleme neticesinde alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ :

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 04.04.2024 tarih ve 2023/930 Esas 2024/1025 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,

Kütahya İcra Hukuk Mahkemesinin 01.11.2022 tarih ve 2021/397 Esas 2022/476 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.11.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.