"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Tazminat Talebinin Kabulü
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
“Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçu ile "tazminata" ilişkin olarak kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
İcra İflas Kanunu'nun 89/4. maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddenin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder." hükmü düzenlenmiş olup, mahkemece ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata ve cezalandırmaya hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK.’nun 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.
Somut olayda, müşteki/alacaklı tarafından dava dışı takip borçlusu ... San. ve Tic. Aş. aleyhine başlatılan icra takibinde, davalı/sanık üçüncü kişi ...'ya takip borçlusu şirketin üçüncü kişinin gayrimenkulleri üzerinde alacaklı olduğu ipotekler nedeniyle birinci haciz ihbarnamesi gönderildiği ve haciz ihbarnamesinin 14/04/2010 tarihinde tebliği üzerine, davalı/sanık üçüncü kişinin 19/04/2010 tarihli itirazında herhangi bir alacak ve borç bulunmadığını beyan ettiği, dosya kapsamına göre, davalı/sanık ... tarafından ipoteğin fekki ve menfi tespit istemli açılan Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/476 Esas (2014/142 Eski Esas) sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine dair karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine anılan kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 16/03/2023 tarihli ve 2022/6717 Esas, 2023/1569 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği ve dosyanın yargılamasının Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinde halen derdest olduğunun ve kararın henüz kesinleşmediğinin anlaşılması karşısında, dava dışı takip borçlusunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK’nun 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine ve tazminat talebinin kabulüne dair karar verilmesi isabetsiz olup,
Kabule göre ise;
İİK'nın 89/4 maddesi uyarınca; icra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere inceler. Nitekim, bu tür bir davada, HMK'nın 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 15. ve 16. maddeleri uyarınca belirlenen dava değeri üzerinden Harçlar Kanunu'nun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Mahkemece, öncelikle davacıya birinci haciz ihbarnamesindeki borç miktarı üzerinden nispi harcı tamamlaması için Harçlar Kanunu' nun 30. maddesine uygun şekilde kesin süre verilerek, nispi harcın tamamlattırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, nispi harç tamamlanmaksızın yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş ve davalı sanık vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.