Logo

12. Hukuk Dairesi2024/5480 E. 2024/10569 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bonoda kefil sıfatıyla imza atan borçlunun, keşideci şirket adına yetkisiz temsil sıfatıyla imza atması nedeniyle bonodan sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun, şirket temsilcisi olmadığı halde keşideci şirket adına bono imzalayarak yetkisiz temsilci sıfatıyla hareket etmesi ve imza inkarında da bulunmaması nedeniyle, TTK'nun 778. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken 678. maddesi uyarınca keşideci sıfatıyla şahsen sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ilişkin yerel mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olması nedeniyle onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Diyarbakır İcra Dairesinin 2020/127535 Esas sayılı dosyası ile bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda, sair itirazlarının yanında, takibe dayanak bonoda, düzenleyen şirket adına atılan bir imzanın olmadığını, senede kefil olmak adına imza attığını, keşideci imzası bulunmayan senedin geçersiz olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince itirazın reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddedildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.

TTK'nun 778. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK'nun 678. maddesinde; "Temsile selahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur..." hükmü yer almaktadır. Borçlunun atmış olduğu imzadan sorumluluğu için senet üzerinde imzasının bulunması yeterli olup, ayrıca isminin yazılı olması da gerekli değildir.

Somut olayda, takip dayanağı 15.01.2020 düzenleme, 05.02.2020 vade tarihli, 525.000 TL bedelli bonoda keşideci olarak Öz ... Enerji Tem.Gıda Mak.Tur.San.Tic.Ltd.Şti. ünvanının yazılı olduğu, muteriz borçlu ...'ın ise kefil olarak adının yazılı olduğu, bonoda birbirinin aynı olan iki adet imzanın bulunduğu, imzaların kendisine ait olduğu hususunun muteriz borçlunun da kabulünde olduğu dolayısıyla bononun keşideci Öz ... Enerji Tem.Gıda Mak.Tur.San.Tic.Ltd.Şti. adına muteriz borçlu ... tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, muteriz borçlu ...'ın şirket temsilcisi olmadığı halde şirket adına imza attığından dolayı aval veren sıfatıyla sorumluluğu bulunmamakla birlikte, temsil yetkisi olmadığı halde keşideci şirket adına senet imzalayan ve imza inkarında da bulunmayan muteriz borçlu ...'ın attığı imzadan dolayı şahsen sorumlu olacağı tabiidir. Yetkisiz temsilci sıfatıyla hareket eden borçlu, bonodan dolayı keşideci sıfatıyla sorumlu olacağından, hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesinin " takibe konu bononun dava dışı borçlu Öz ... Ltd. Şti. tarafından düzenlendiği, davacı borçlu ...’ın anılan bonoyu aval veren sıfatı ile imzaladığı ve imzasına yönelik bir itirazının bulunmadığı, takibin dava dışı borçlu şirket ile birlikte davacı borçlu avalist aleyhine başlatıldığı, buna göre, lehine aval verilen keşideci borçlu şirketin imzası sahte olsa bile aval veren davacı borçlunun bonodan ... sorumluluğu imzaların istiklali ilkesi gereğince devam edeceği" şeklindeki gerekçesi, iş bu temyiz incelemesi yapılan somut olaya uygun düşmediği nedenle doğru bulunmamıştır.

O halde Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun yukarıda açıklanmış olan gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir.

SONUÇ:

Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 16.12.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.