Logo

12. Hukuk Dairesi2024/5513 E. 2024/8229 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra mahkemesinin ihalenin feshi talebini reddeden kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İcra mahkemesinin kısa kararının davacı vekiline tefhim edildiği ve istinaf süresinin tefhim tarihinden itibaren başladığının karar metninde açıkça belirtilmesi, kısa kararda kanun yoluna başvuru hususunda herhangi bir yanıltma bulunmaması ve gerekçeli kararın yazılmasının zorunlu olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunu süresinde kabul ederek esasa girmesinin hatalı olduğu ve ilk derece mahkemesinin ek kararının kaldırılarak esas hakkında hüküm tesisinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlunun, ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, iş bu karar aleyhine istinaf yoluna başvurulması üzerine ilk derece mahkemesince, 24.01.2024 tarihli ek karar ile istinaf talebinin süreden reddine karar verildiği, bu kez ek karar hakkında istinaf yoluna gidildiği, Bölge Adliye Mahkemesince, hükmün tüm unsurları ile tefhim edilmediğinden bahisle istinaf başvurusunun süresinde olduğu gerekçesi ile ek kararın kaldırıldığı, asıl karar yönünden yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak ihalenin feshi talebinin esastan reddedildiği ve para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.

2004 sayılı Kanun'un 363’üncü maddesinin birinci fıkrasına göre istinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğden itibaren on gündür.

2004 sayılı Kanun'un 365‘inci maddesinin birinci fıkrasında "İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir” düzenlemesine, son fıkrasında ise “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda, İlk Derece Mahkemesinin asıl karara ilişkin 29.12.2023 tarihli kısa kararında "davacı vekili, davalı banka vekili ile davalı ihale alıcısı vekilinin yüzüne karşı kararın tefhiminden, diğerlerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere" karar verildiği, kararın 29.12.2023 tarihinde davacı vekilinin yüzüne karşı tefhim edildiği, davacı vekili tarafından 24.01.2024 tarihinde kararın yasal süresinden sonra istinaf edildiği anlaşılmıştır.

İlk Derece Mahkemesinin hükmün davacı vekiline tefhim edildiği kısa kararında istinaf süresinin davacı vekili yönünden tefhimden itibaren başlayacağının açıkça bildirildiği, kısa kararda kanun yoluna başvuru hususunda herhangi bir yanıltma bulunmadığı, tefhim edilen kısa kararın gerekçe dahil tüm unsurları kapsamasının gerekli olmadığı, bu konuda HMK ve İİK'da emredici bir hüküm bulunmayıp aksine zorunlu hallerde mazeret dercedilmek sureti ile gerekçeli kararın bir ay sonra yazılabileceği hususunun açıkça düzenlendiği,mahkemelerce iş yoğunluğu nedeni ile duruşma esnasında kısa karar ile hükmün tüm unsurları ve gerekçesinin yazılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi yerinde görülmemiştir.

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin ek kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerekirken yazılı gerekçe ile ek karar kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 16.05.2024 tarih ve 2024/869 E. - 1319 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 371. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.10.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.