Logo

12. Hukuk Dairesi2024/5651 E. 2024/9216 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlunun zaman aşımı itirazının kabulü ile icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın temyizen incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Takip dayanağı senedin vade tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nin ilgili maddeleri uyarınca bonolar için öngörülen 3 yıllık zaman aşımı süresinin, borçlunun alacaklı aleyhine açtığı menfi tespit davası ve alacaklının bu davada def'i ileri sürmesi nedeniyle kesildiği ve Covid-19 salgınına bağlı getirilen yasal düzenlemeler de gözetilerek zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı değerlendirilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı itirazında bulunduğu, mahkemece itirazın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, alacaklının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdiği, karara karşı alacaklının temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.

İcra takibinin dayanağı olan belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, olayda, takip dayanağı senedin vade tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nin 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nin 661. maddesi uyarınca; bonolar için 3 yıllık zaman aşımı süresi öngörülmüştür. Diğer yandan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK’nin 662. maddesinde; “müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir” hükmüne yer verilmiştir.

TTK'nin 662. maddesinde dava açılması ile kastedilen, kambiyo senetleri hukukuna ilişkin bir talep dolayısıyla yetkili mahkeme nezdinde, usulüne uygun bir davanın açılmış bulunmasıdır. Örneğin senet borçlusunun açtığı senet iptal davası zaman aşımını kesmez. (TTK 669 vd. md.) Keza ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, önceki davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması vs. davaları da zaman aşımını kesici nitelikte değildir. Zira açılmış bulunan davanın, HUMK'nin 237. maddesindeki kesin hükme konu teşkil edecek biçimde nizalı kazaya konu edilmesi gerekir (12. HD 07.04.1983-1439 K.-2701 E.). Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmekte olup, bu davanın kimin tarafından açılacağı hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Ancak borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının, itirazını def’i yolu ile ileri sürmesi halinde borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zaman aşımını kesmesi gerekir. Nitekim, Yargıtay HGK’nin 20.1.1996 tarih 1996/12–654 Esas 1996/805 sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiştir.

7226 sayılı kanunun geçici 1. maddesinin 1. bendi;

"(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;

a)Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zaman aşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi

Kanunu ve 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13.3.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,

b) 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22.3.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30.4.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır." şeklinde düzenlenmiştir.

2480 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın 1. maddesi ise;

"(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1.maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreleri hariç, 01.05.2020 tarihinden (bu tarih dahil) 15.06.2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar (salgın hastalığının yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır." şeklindedir.

Somut olayda, son işlem tarihi olan 21.06.2019 tarihinden (zaman aşımının durmaya başladığı tarih olan) 13.03.2020 tarihine kadar 8 ay 52 gün geçtiği, (zaman aşımının durduğu tarihin sona erdiği günün ertesi günü olan) 16.06.2020 tarihinden itibaren geriye kalan 2 yıl 3 ay 8 günün işlemesi ile zaman aşımının 23.09.2022 tarihinde dolacağı, ancak zaman aşımı süresi dolmadan önce 22.08.2022 tarihinde menfi tespit davası açıldığı,menfi tespit davasında alacaklının def’i ileri sürmesi ile menfi tespit davasının zaman aşımı süresini durdurduğu ve borçlu yönünden 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, borçluya yönelik icra takip işlemleri arasında 3 yıllık zaman aşımı süresi dolmadığından itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne ilişkin hüküm tesis edilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ:

Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nin 373/1. maddesi uyarınca, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 18.10.2023 tarih, 2023/606 E.-2023/1562 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Gaziantep 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 17.01.2023 tarih, 2022/510 Esas-2023/28 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.