"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
02.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1. maddesinde; “İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir” hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, iflas idaresi işlemine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 16.01.2025 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Üye Dr. ...'in Karşı Oy Yazısı:
Şikayetçi ... 17.07.2023 tarihli icra mahkemesine verdiği dilekçede özetle; iflas idaresi tarafından oluşturulan konkordato listesinin hileli olması nedeniyle iflas idaresinin görevine son verilmesini, konkordato listesinin, konkordato kararının ve ikinci alacaklılar toplantısının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İcra mahkemesinin 2023/377 Esasına kaydedilen bu şikayetin icra mahkemesince 2023/242 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, 31.10.2023 tarihli karar ile asıl ve birleşen davaların, İİK 363 üncü maddesi uyarınca reddine kesin olarak karar verildiğini, bu kararın istinaf konusu yapılması üzerine Bakırköy 3. İcra Mahkemesince 16.01.2024 tarihince ek karar ile istinaf dilekçesinin reddine karar verildiğini, ek karara karşı istinaf talebinin ise 10.06.2024 tarihli karar ile Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedildiği, bu kararın temyiz konusu yapıldığı görülmektedir.
İcra ve İflas Kanunu’nun istinaf yoluna başvurma ve incelenmesi başlıklı 363 üncü maddesi önceki düzenlemenin tersine, niteliği itibariyle istinaf yoluna başvurulamayacak kararları tek tek sayarak belirtmiş olup bu kararlar dışındaki kararlara karşı ait olduğu alacak hak veya malın değer veya miktarının karar tarihi itibariyle geçerli olan istinaf sınırını geçmesi şartı ile istinaf yoluna başvurulabileceğini öngörmüştür.
Somut olayda şikayetçi sıra cetvelinde 592 nci sırada alacağının kabul edildiğini, diğer şikayetlerinin yanında İİK’nın 219 uncu maddesine göre verilen tasfiye kararı sonrasında yapılan 17.05.2023 tarihli ikinci alacaklılar toplantısının iptalinin de talep edildiği, anılan şikayetle ilgili olarak verilen kararın İİK 363 üncü maddesinde sayılan istinaf yoluna başvurulması mümkün olmayan kararlar arasında bulunmadığı açık olup bu şikayet üzerine verilen icra mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge Adliye Mahkemesinin İİK 363. maddesi uyarınca icra mahkemesince verilen 16.01.2024 tarihli istinaf isteminin reddi kararının niteliği itibariyle kesin olduğuna ilişkin kararı isabetsiz olup, istinaf isteminin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekçesi ile bozulması görüşünde olduğumdan çoğunluğun kararın iflas idaresi işlemine ilişkin olduğundan bahisle temyiz kabiliyeti olmadığından temyiz başvuru talebinin reddine yönündeki kararına katılamıyorum. 23.01.2025