"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 427,60 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 05.11.2024 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Üye Dr. ...'in Karşı Oy Yazısı:
Somut olayda alacaklının borçlular hakkında taşınmazların ilamsız icra yoluyla tahliye takibi başlattığı, borçlu şirkete çıkarılan örnek 13 ödeme emri tebligatının tebliğ edilemeden iade olduktan sonra borçlu şirketin icra dairesine verdiği dilekçede borca faize ve fer’ilerine itiraz ettiği alacaklının icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye ile birlikte %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ettiği icra mahkemesince, icra takip dosyasında usulüne uygun ödeme emri tebliğ işlemi yapılmadığından borçluya verilen sürelerin işlemeyeceğini, borçlunun itiraz hakkının doğmayacağından haricen öğrenmeye dayalı itirazın da bir sonuç doğurmayacağı ödeme ve itiraz süreleri başlamadığından dolayı da alacaklının icra mahkemesinde itirazın kaldırılması ve tahliye isteyemeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine alacaklının istinaf istemi üzerine bölge adliye mahkemesince esastan reddine karar verilmiştir. Söz konusu karar, alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Borçluya ödeme emri tebliğ edilmediği için 30 günlük ödeme süresi başlamayacağından ve dolayısı ile alacaklının icra mahkemesine başvuru zamanında borçlunun temerrüde düşmesi söz konusu olmadığından tahliye yönünden istemin reddi kararı doğrudur. Ancak ödeme emri tebliğ edilmemiş olsa da borçlunun takibi haricen öğrenerek icra dairesinde yaptığı borca itirazı geçerli olup, itirazla takip durduğundan, alacaklı itirazın kaldırılmasını istemekle takibin sürdürülmesi iradesini gösterdiğine göre itirazın kaldırılmasını istemekte alacaklının hukuki yararı vardır. Aksinin kabulü halinde ödeme emrinin tebliğinden önceki safhada borçlunun itirazı geçerli olmayacak ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu yeniden icra dairesinde itiraz etmek durumunda kalacaktır. Ödeme emri tebliğ üzerine borçlu daha önce itiraz ettiğini düşünerek belki de ilamsız icra takibine hiç itiraz etmeyecek ve bu durum hak kaybına yol açacaktır. Öte yandan ödeme emri tebliğ edilmediği gerekçesiyle itirazın kaldırılması istemi reddedilen alacaklı, ödeme emri tebliğ sonrasında yapılacak ikinci itiraz üzerine yeniden itirazın kaldırılması isteminde bulunmak durumunda kalacaktır. Bu durum usul ekonomisine aykırı olup alacaklının itirazın kaldırılması suretiyle takibi kesinleştirip alacağın tahsil edilmesini geciktirecektir. İcra mahkemesinin itirazın kaldırılmasına ve ancak tahliye isteminin reddine karar vermesi gereklidir. Bu karar tahliye yönünden kesin hüküm niteliği taşımadığı için ödeme emrini tebliğinden itibaren 30 günlük süreden sonra ve ancak İtirazın kaldırılması süresi içerisinde tahliye isteminde bulunmak mümkündür. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 1.3.1984 gün 6441/8950 sayılı kararı bu yöndedir (Kuru Baki İcra ve İflas Hukuku 2 cilt sayfa 1885) Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emri tebliğ edilemeden iadesi durumunda borçlunun icra dairesinde takibe itiraz edilmesi halinde alacaklının borçlu hakkında takibi için adı geçenlerin itirazının süresinde kabul edilerek itirazın kaldırılması talebini esastan incelenmesini mümkün olduğuna karar vermiştir. (Yargıtay 12. HD’nin 13.01.2022 tarih 2021/7314E., 2022/376K. sayılı kararı).
Yukarıda açıkladığım nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararı isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesinin esastan red kararını kaldırılarak icra mahkemesi kararının bozulması görüşünde olduğum için kararın onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 05.11.2024