"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi
BİRLEŞEN İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl davada davacı-borçlu başvurusunda dosya hesabının yanlış olduğu iddiası ile İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2011/5149 Esas sayılı takip dosyasından fazladan tahsil edilen paranın iadesi konusunda İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2018/3435 Esas sayılı takip dosyasındaki alacağa haciz konulması için verilen 01.10.2020 kararın iptalini, borcun yeniden hesaplanmasını talep ettiği; 2020/1070 Esas sayılı birleşen davada davacı İstanbul 5. İcra Müdürlüğü tarafından 14.10.2020 tarihinde verilen müdürlük işlemin iptali ile dosya borcunun yeniden hesaplanmasını talep ettiği İlk Derece Mahkemesince asıl dava 2022/163 Esas; İstanbul 5. İcra Müdürlüğü 2011/5149 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına ilişkin şikayetin reddine, birleşen dava 2020/1070 Esas; İstanbul 5. İcra Müdürlüğü 2011/5149 E. sayılı dosyasında 14.10.2020 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına ilişkin şikayetin reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
HMK'nın 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
İİK'nın 361. maddesi gereğince icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği, yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır, düzenlemesi mevcuttur.
Somut olayda borçlunun, asıl dava dilekçesi ve birleşen dava dilekçesinde dosya borcunun yeniden hesaplanmasını talep ettiği görülmüş ise de gerek İlk Derece Mahkemesince gerek Bölge Adliye Mahkemesince, İstanbul 5. İcra Müdürlüğü 2011/5149 Esas sayılı dosya hesabı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir.
Davacı, İstanbul 5. İcra Müdürlüğü'nün 2011/5149 Esas sayılı takip dosyasından fazladan tahsil edilen paranın iadesi sözkonusu olduğu gerekçesiyle İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2018/3435 Esas sayılı takip dosyasındaki alacağa haciz konulmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş olup, fazla tahsil edilen paranın iadesi İİK’nın 361. maddesi kapsamında değerlendirildiğinden; İlk Derece Mahkemesince, alacaklı hakkında haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 361. maddesine göre hesaplama yapılıp, iadesi gereken miktar belirlendikten sonra alacaklıya bu miktarı icra dosyasına iade etmesi için muhtıra tebliğ etmek ve muhtırada verilen sürenin dolmasının beklenmesi gerekir. Muhtıra tebliği üzerine alacaklının istenen miktara yönelik İİK’nın 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük sürede şikayet yoluna başvurabileceği tabiidir. Alacaklı tarafa İİK’nın 361. maddesine göre muhtıra çıkarılmadan, alacaklı tarafın borçlu konumuna getirilerek haciz kararı verilemeyeceği de göz önünde bulundurulmalıdır. O halde alacaklı tarafa İİK'nın 361. maddesine göre muhtıra çıkarılıp çıkarılmadığı ve muhtıra çıkarılmış ise muhtıranın alacaklıya tebliğ edildiği tarih (muhtırada süre verilmiş ise süre sonunda) itibariyle temerrüt gerçekleşeceği gözetilerek, ancak bu tarihten itibaren yasal faiz işletilerek dosya hesabı (fazla ödenen miktar) tespit edilmesi gerekli olup gerektiğinde bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi ve oluşacak sonuca göre dosya hesabı hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir
SONUÇ:
Yukarıda yazılı nedenlerle, re'sen değerlendirme yapılarak 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 04.07.2024 T. ve 2024/1207 E., 2024/2365 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 14.04.2022 T. ve 2022/163 E., 2022/567 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.01.2025 taihinde oy birliğiyle karar verildi.