Logo

12. Hukuk Dairesi2024/6953 E. 2025/1090 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haczedilen mallar üzerinde üçüncü kişi istihkak iddiasının kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Borçlu ve üçüncü kişi şirketler arasında organik bağ olması, mahcuz konusu malların cinsi ve tarafların faaliyet alanları birlikte değerlendirildiğinde, üçüncü kişinin mülkiyet karinesini çürütecek yeterli ve inandırıcı delil sunamadığı gözetilerek mahkemenin istihkak davasını kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Dava, üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27.11.2019 tarih ve 2016/20598 Esas, 2019/10662 Karar sayılı ilamı ile, borçlunun davaya dahili ile alacaklı vekiline tebligat yapılarak usulüne uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra, takip miktarı veya mahcuzun değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi harç tamamlattırılarak tarafların gösterdikleri delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak, borçlu şirket ile davacı şirket ortakları arasında organik bağ olsa da şirketlerin iki ayrı şirket olduğu, dava konusu haczedilen makinaların mermer kesim işlerinde kullanıldığı, borçlu şirketin işinin metal sanayi olduğu, mermer kesiminde kullanılan makinaların borçlu şirkete ait olmayacağı, bilirkişi raporunda dava konusu mallara ait faturanın davacının yevmiye defterinde kaydedildiği tespit edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı alacaklı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.

Dava konusu haciz, borçlunun ticaret sicilde kayıtlı şube adresinde yapılmış olup davacı ticaret sicil kayıtlarına göre 3.kişide aynı adreste faaliyet göstermektedir. Buna göre, İİK'nın 97/a maddesi gereğince borçlu ve üçüncü kişinin malı birlikte elde bulundurmaları halinde mal borçlu elinde sayılır. Bu mülkiyet karinesinin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Davacı 3.kişi tarafından ayırtedici özellikleri bulunmayan faturalar karinenin aksini ispat için güçlü ve yeterli sayılmaz. Öte yandan, borçlu şirket ortaklarından Adnan Kan, davacı 3.kişi şirketin ortaklarından biri olup, diğer ortaklar arasında da akrabalık bağı bulunduğunda borçlu ile 3.kişi şirketler arasında organik bağ bulunduğunun kabulü gerekir. Ayrıca Mahkemece, mahcuzların mermer kesme işi ile ilgili olması nedeniyle borçluya ait olmayacağı kabul edilmiş ise de, ticaret sicil kayıtlarına göre, 3.kişinin maden ve mermer üzerine faaliyette bulunduğu, borçlununda madencilik alanında faaliyet gösterdiği görülmüştür. Bu durumda, davacı 3.kişi tarafından delil olarak sunulan belgeler, mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı gibi ticaret sicil kayıtlarına göre de borçlu ile 3.kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığının kabulü gerekmiştir.

O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.

SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.