"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senedine özgü ilamsız takipte, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini istediği ve ayrıca imzaya, borca ve ferilerine itiraz ettiği, İlk Derece Mahkemesince, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 20/08/2022 olarak düzeltilmesine, süresinde yapılan imza itirazının kabulü ile icra takibinin borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve usulsüz tebligat şikayetinin, imzaya ve borca itirazın süreden reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği, temyiz incelemesinde Dairemizce tebliğ tarihinin borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi esas alınarak düzeltilmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının istinaf başvurusunun yasal süre içinde yapılan imzaya ve borca itiraz yönünden incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği, bozmaya uyularak Bölge Adliye Mahkemesin’ce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmüştür.
Somut olayda, mahkemece yaptırılan inceleme sonucunda belge inceleme/grafoloji ve sahtecilik uzmanı Bilirkişi Dr. ... ...’dan alınan 15.06.2023 tarihli raporda “ …incelemeye konu, alacaklısı ... ..., borçlusu ... olan 01/03/2021 tanzim ve 01/03/2021 vade tarihli 420.000 TL değerinde ve 12/07/2021 tanzim ve 15/10/2021 vade tarihli 60.000 TL değerindeki senetlerin ön yüzünde atılı bulunan borçlu imzaların, mevcut mukayese imzalarına kıyasen ...’un elinden çıkmadığı” kanaati bildirildiği görülmüştür.
HGK’nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında da belirtildiği üzere; herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse
karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesi şarttır. Dosyadaki rapor bu özelliklere taşımadığı gibi borçlu dava dilekçesinde takibe konu, 12.07.2021 tanzim ve 15.10.2021 vade tarihli 60.000 TL değerindeki bonodaki imzanın kendisine ait olduğunu açıkça belirtmesine rağmen raporda o bonodaki imzanın da borçluya ait olmadığı kanaatinin belirtildiği bu durumun rapordaki güvenirliği ve şeffaflığı zedelediği, alacaklının 04.07.2023 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve 20.09.2023 tarihli celsede yeniden rapor alınması talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
İmza itirazında, imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK'nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12-259 E., 2006/231 K. sayılı kararı).
O halde, imza itirazı yönünden, alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğine göre, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak mahkemece yeniden ehil bilirkişilerden oluşacak bir heyetten kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Yargıtay bozma kararı üzerine verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının tekrar bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373 maddesi uyarınca, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 10/09/2024 tarih ve 2024/884 E. - 2021/937 K. sayılı kararının tekrar BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.11.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.