Logo

12. Hukuk Dairesi2024/7112 E. 2024/10327 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhalenin feshi talebinin reddine ilişkin icra mahkemesi kararında para cezasına hükmedilmemesi ve sonradan tashih kararı ile para cezası eklenmesinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: İhalenin feshi isteminin reddine karar verildiğinde, İİK m.134/5 uyarınca para cezasına hükmedilmesinin emredici hüküm olması ve mahkemenin sonradan tashih kararı ile hükümde değişiklik yapamayacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararı ve bölge adliye mahkemesinin istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin şikayetçi/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi borçlunun 20.04.2024 tarihli ihalenin feshi istemiyle icra hukuk mahkemesine başvurduğu, mahkemece 08.05.2024 tarihli kısa kararla; "1-İhalenin feshi isteminin REDDİNE" karar verildiği, mahkemece re'sen 09.05.2024 tarihli tashih kararı ile “İhalenin feshi isteminin REDDİNE," şeklinde karar verilmiş ise de; para cezasına sehven yer verilmediği anlaşıldığından hüküm kısmındaki maddi hatanın; "1-İhalenin feshi isteminin REDDİNE, Davacının ihale bedeli olan 2.279.500,00.-TL'nin %5'i oranında para cezası ile CEZALANDIRILMASINA," şeklinde karar verildiği ve gerekçeli karara tashih kararının derc edildiği, gerekçeli kararın ve tashih kararının şikayetçi borçlu tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edildiği görülmüştür.

Tefhim edilen bir kararda değişiklik yapılması 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre üç halde olanaklıdır.

Bu hallerden biri HMK'nın 304. maddesinde düzenlenen “hükmün tashihi“, diğeri HMK'nın 305. maddesinde düzenlenen “hükmün tavzihi“ olup, üçüncü hal HMK'ya 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen 305/A maddesidir.

HMK'nın 304. maddesinde düzenlenen “hükmün tashihi“ yolu ile “hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar“ yine 304. maddede belirtilen usul ile düzeltilebilir.

“Hükmün tavzihi“ ise HMK'nın 305. maddesindeki düzenlemeye göre hükmün açıklanması veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesidir. Tavzih usulü HMK'nın 306. maddesinde düzenlenmiştir.

HMK'nın 305/ A maddesi ise hükümde eksik bırakılan hususların eklenmesi halidir.

Hükmün tashihini düzenleyen 6100 sayılı HMK'nın 304/1. maddesinde; "Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir" şeklinde düzenleme mevcuttur.

Aynı Kanun'un 305. maddesinde ise;

"(l) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.

(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez" hükmüne yer verilmiştir.

HMK'ya 22.07.2020 gün ve 7251 sayılı Kanunun 27. maddesi ile "Hükmün tamamlanması" başlığı ile eklenen 305/A maddesi ile yapılan yasal düzenleme "(1)Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir." şeklinde olup, hükümdeki eksikliklerin, maddedeki şartların oluşması halinde, usul ekonomisi de dikkate alınarak bir an önce giderilebilmesi amaçlanmıştır.

Hakim verdiği hüküm ile bağlıdır. Hakimin, sonradan hükmün yanlış olduğu veya kararda eksik hususlar bulunduğu kanaatine ulaşsa bile, yukarıda sayılan ayrık hükümler dışında hüküm temyiz edilip bozulmadıkça veya yargılamanın iadesine karar verilmedikçe, verdiği kararı değiştiremeyeceği gibi, unutulan bir husus hakkında karara sonradan ekleme yapması veya bu konuda ek bir karar vermesi de mümkün değildir.

Bu açıklamalar karşısında mahkemenin 09.05.2024 tarihli “Tashih Şerhi“ adı altındaki karar ile yaptığı düzeltme değerlendirildiğinde;

Mahkemece verilen bu karar ile yapılan, HMK'nın 304. maddesi kapsamında maddi hatanın düzeltilmesi olmayıp, tahsis kararı ile hükme para cezası eklenemez. 08.05.2024 tarihli kısa karara tarafların talebi olmaksızın re'sen para cezasına dair hüküm eklendiğinden HMK'nın 305/A maddesi kapsamında da usulüne uygun düzenlenmiş bir ek kararın varlığından da bahsedilemeyeceği açıktır. Taraflara yüklenen hak ve borçların tavzih yolu ile değiştirilmesi HMK'nın 305/2. maddesindeki emredici düzenlemeye aykırı olup, yok hükmünde olduğundan, mahkemenin 09.05.2024 tarihli “Tashih Şerhi“ adı altındaki kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;

Şikayetçi borçlunun sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

7343 sayılı kanun ile değişik İİK'nın 134. maddesinin 5. fıkrasının 3. bendi uyarınca; icra mahkemesi işin esasına girerek talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum eder.

Yasanın para cezasına ilişkin bu hükmü emredici nitelikte olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan re’sen uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulunun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 Esas sayılı kararında da benimsendiği üzere; kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamaz.

Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince işin esasına girilmek suretiyle ihalenin feshi sebeplerinin incelenmesi ve şikayetin esastan reddine hükmedilmesi yerinde ise de; istemin reddine karar verilmesine rağmen, yazılı gerekçeyle temyiz eden şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi isabetsiz olup, kararın para cezasına hasren ve re'sen bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Şikayet eden/borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 27.09.2024 tarih ve 2024/2001 E., 2024/2547 K. sayılı kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve Silivri 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 08.05.2024 tarih ve 2024/70 E., 2024/119 K. sayılı kararının ve 09.05.2024 tarihli tashih kararının BOZULMASINA, peşin ESAS NO : 2024/7112

alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.