"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 59. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kira sözleşmesine dayalı olarak başlatılan adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin icra takibinde borçlunun itirazı üzerine alacaklının icra mahkemesine başvurusunda; itirazın kaldırılması ile temerrüt nedeniyle kiralanan taşınmazın tahliyesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile itirazın kaldırılması ile taşınmazın tahliyesine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davalının iddialarının dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verildiği, kararın alacaklılar tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
İcra ve İflas Kanunu' nun 269/2. maddesi hükmü gereğince ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini aynı yasanın 62. maddesi hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmez ise akdi kabul etmiş sayılır.
İcra ve İflas Kanunu' nun 269/c maddesine göre borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş ise itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re'sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile ispat etmeye mecburdur.
Somut uyuşmazlıkta, alacaklı tarafından temerrüt ihtarına dayalı olarak adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin icra takibi başlatılmış olup takip dayanağı olarak 01.10.2021 tarihli kira sözleşmesi ibraz edilerek 2022 nisan ayı kirası talep edilmiştir. Borçlunun takibe itirazında, dayanak kira sözleşmesi altındaki imzasını açıkça inkar etmediği, aksine sözleşme altındaki imzanın borçlu tarafça kabul edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nın 269/2. maddesi gereğince borçlu itirazında kira sözleşmesini ve varsa buna ait sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse kira sözleşmesi kabul edilmiş sayılır. Bu hükmün anlamı, takibe dayanak kira sözleşmesinin o takip yönünden varlığının ve geçerliliğinin tartışılmayacağıdır. Kira sözleşmesine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde kira sözleşmesini inkar edemez. İnkar etse dahi Kanun'un bu emredici hükmü gereğince icra mahkemesi hakimi kira sözleşmesinin varlığı ve geçerliliği konusunda bir araştırma yapamaz. Çünkü Kanun kira sözleşmesini o takip bakımından çekişmeli olmaktan çıkarmıştır. Maddi hukuk bakımından
kira borcu olmasa bile kira sözleşmesine itiraz edilmediği için takip talebinde yazılı miktar o takip dosyası için geçerli kabul edilir. Böylece kira borcunun varlığı Kanun'un hükmü uyarınca çekişmesiz hale geleceği için ayrıca ispatına gerek kalmaz. Borçlu İİK'nın 269/c maddesi çerçevesinde ileri sürdüğü itiraz sebeplerini Kanun'da yazılı belgelerle ispat etmelidir. Borçlunun icra mahkemesindeki beyanında, 12 madde halinde yazılan kira sözleşmesinin 2. sayfasının kendilerinde mevcut olan kira sözleşmesinde farklı olduğu, ilk kira ödemesinin 01.01.2022 tarihinden değil 01.09.2022 tarihinden itibaren başlayacağını ileri sürmüş olup bu beyanı kesinleşen kira sözleşmesi ve kira borcu karşısında icra mahkemesince incelenemez. Borçlu bu itirazlarını ancak genel mahkemelerde açılacak bir davada ileri sürebilir. Borçlu, 30 günlük ödeme süresinde kira bedelini ödemediğinden temerrüt gerçekleşmiştir.
Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bozulması gerekir.
SONUÇ :
Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 59. Hukuk Dairesinin 14.10.2024 tarih ve 2024/292 E.-2024/563 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.01.2025 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
Sn.Üye ...'ın Karşı Oy Yazısı:
Dayanak takip dosyasında bir örneği bulunan 01.10.2021 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile işyeri-eğitim kurumu olarak kiraya verilen taşınmazın sözleşme ile kararlaştırılan 2022 Nisan ayına ait kira parasının ödenmediği için İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün 2022/6679 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığı, icra takibinde "Haciz ve Tahliye" talep edildiği, itiraz için 7 gün, ödeme için 30 gün müddet verildiği, ödeme emrinin borçlu kiracıya 22.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, ödeme emrine yasal süre içinde 25.04.2022 tarihinde itirazda bulunulduğu, davanın ise 24.05.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Borçlu/kiracının icra takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde; borcun tamamına ve tüm fer'ilerine, takip giderlerine, faize, ödeme emrine, vekalet ücretine, sözleşmesel ilişkiye, kira akdine, kira artış maddesine, kira bedeline, kefalet ilişkisine itiraz ettiğini bildirmiştir.
İcra ve İflas Kanunu'nun 269/2. maddesi hükmü gereğince ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini aynı yasanın 62. maddesi hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır. İİK 269/c maddesi 1. fıkrası uyarınca; “borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re’sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeğe mecburdur” şeklindedir.
Somut olayda; davalı taraf icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde kira sözleşmesinin son sayfası altındaki imzaya itiraz etmeyerek kira sözleşmesi ve kira ilişkisine itiraz ettiği, ancak davalının istinaf dilekçesindeki beyanlarına göre kira ilişkisinin varlığı kabul edilse de ihtilafın kira borcunun ödenmeye başlanacağı tarih noktasında toplandığı, kira sözleşmesinde kira ödemelerinin başladığı tarih 01 Eylül 2022 olarak yazılsa da, davacının bu tarihi 01 Ocak 2022 olarak değiştirdiğini, sözleşmede son sayfada tarafların imzası bulunduğu halde diğer sayfalarda imzalarının bulunmadığını beyan ettiği, belirtilen nedenle de kira sözleşmesine açıkça itirazda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı/kiracının yukarıdaki bahse konu itiraz ve iddialarının (“Sözleşme Şartları” başlıklı sayfanın 2 numaralı maddesinde geçen ilk kira ödemesi tarih başlangıcı ile ilgili ihtilafın) dar yetkili icra mahkemesinde dinlenmesinin ve bu haliyle itirazın kaldırılması ile tahliye isteminin kabulünün mümkün olamayacağı kanaatine varılmıştır. Zira takip dayanağı kira sözleşmesinin bu sayfası taraflarca imzalanmadığı gibi imzalı olan son sayfasında da sözleşmenin kaç sayfadan ibaret olduğu da yazılmamıştır. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenen yazılı gerekçelerle davanın tümden reddi usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA karar verilmesi gerekirken Dairemizin sayın çoğunluğunun bozma yönündeki görüşüne katılamıyorum. 21.01.2025