"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 12.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Üye Dr....'in Karşı Oy Yazısı;
Borçlu şirket icra mahkemesince başvurduğu dilekçede aleyhine başlatılan kıdem tazminatı alacağının tahsili için başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, ödeme emri tebliği tarihinin öğrenme tarihi olan 28.02.2024 olarak düzeltilmesini talep etmiştir.
Borçlu şirkete Tebligat Kanununun 7/a maddesine dayalı olarak e-tebligat çıkarıldığı, Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 10. maddesi uyarınca tebligatın, tebligat adresine 13.02.2024 tarihinde saat 9:48 itibariyle konulduğu saat 11:02 tarihinde o tarihte borçlu şirket çalışanı olup borçlu şirketin UETS sistemine göre yetkisi bulunan takip alacaklısı ...’nın e-devlet şifresi ile sisteme giriş yaptığı, tebligat iletisini görüntülediği Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 10. maddesi uyarınca hesap bilgilerinde kayıtlı cep telefonuna SMS yoluyla bildirim yapıldığı, yasal 5 günlük süresinin sona ermesi ile 18.02.2024 tarihi itibariyle tebliğ edilmiş sayıldığı, daha sonra takip alacaklısı konumunda da olan ...’nın e-tebligatı sisteme girerek sildiği, PTT kayıtları ile sabit olup, bu husus gerek İlk Derece Mahkemesince gerek Bölge Adliye Mahkemesinin kabulündedir.
Takip alacaklısının borçlu şirket çalışanı olup şirketten kıdem tazminatı alacağına ilişkin 12.02.2024 tarihinde ilamsız icra takibi başlattıktan sonra 15.02.2024 tarihinde şirketten ayrıldığı, bu kişinin şirket adına UETS sistemine girme yetkisi bulunduğu, e-tebligatın şeklen usulüne uygun yapıldığı e-tebligatı görüntüleyen kişinin sonra e-tebligat iletisini silmesinin iş ilişki olduğu gerekçesi tebligatın usulüne uygun olduğu sonucuna ulaşılamaz.
E-tebligatı alan kişinin takip alacaklısı olması, borçlu şirketin tebligattan haberdar olmasının önüne geçmek ve borçlu şirketin süresinde icra dairesinde borca itiraz etmesini önlemek amacı ile tebligatı iletisini silme gerçeği karşısında alacaklının bu davranışı hukuk düzenince korunamaz. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. (TMK m.2)
Hiç kimse kendi kusuruna dayanarak hak kazanamaz. Somut olayda da alacaklının, borçlu şirketin e-tebligatı açma yetkisini kötüye kullanması nedeniyle e-tebligatın usulsüz olduğunun kabulü MK 2. maddesinin bir gereğidir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması görüşünde olduğumdan, çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılamıyorum.12.03.2025