Logo

12. Hukuk Dairesi2025/1054 E. 2025/2822 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Süreli ipotekle temin edilen alacak için, ipotek süresi henüz dolmamışken başlatılan icra takibinin, alacağın muaccel olmaması nedeniyle reddedilmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İpotek süresinin, alacağın vadesi olarak değerlendirilemeyeceği, ipotek süresinin dolmamış olsa dahi, alacağın muaccel olması halinde icra takibine başlanabileceği, icra müdürünün ise alacağın muaccel olup olmadığını re'sen inceleme yetkisinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

İİK'nın 149/b maddesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılabilmesi için alacağın muaccel olması gerekmekte olup, takibin açıldığı tarih olan 24/10/2023 tarih itibariyle de alacağın henüz muaccel hale gelmeden takip yapıldığı anlaşıldığından takip talebinin reddi ile dosyanın UYAP kayıtlarının takibin iptali olarak kapatılmasına karar verdiği, alacaklı vekilinin karardan dönülmesi talebinin de reddedildiği, alacaklı vekilinin icra müdürlüğünün bu ret kararlarını şikayet konusu yaptığı, icra mahkemesince aynı gerekçeler benimsenerek şikayetin reddine karar verildiği, alacaklı vekilinin bu karara karşı yaptığı istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedildiği, bu kez alacaklı vekilince bu karara karşı temyiz başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.

İpotek TMK 881/1. uyarınca halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla birlikte, doğması kesin ve olası bulunan herhangi bir alacak için kurulabilir. İpoteğin maddi yönden doğumu, varlığı, miktarı, sona ermesi, alacak hakkına bağlıdır. Güvence altına alınan alacağın hukuki durumu ve bu durumdaki değişiklikler doğrudan doğruya rehin hakkını da etkiler. İpotek, alacağa bağlı bir hak olduğundan alacağın sona ermesi ipoteğin de sona erme sonucunu doğurur.

Kanunda ipoteğin sona erme hallerine ilişkin düzenlemeler bulunmakla birlikte süreli ipoteğin sona ermesine ilişkin açık bir düzenleme olmamasından kaynaklı olarak öğretide ve yargı kararlarında farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede dairemizin de önceki yerleşik kararlarında ipotek süresi borçlu yararına öngörülen bir vade olarak nitelendirilmiş olup sürenin geçmesi ile ipoteğin kendiliğinden kaldırılma sebebi doğmayacağı, ipotek akit tablosunun da belirtilen süre (vade) dolmadan alacaklının takibe başlamasının mümkün olmadığı görüşü benimsenmiştir(Yargıtay 12.HD 2018-9986 E. 2018/12402 K. 28.11.2018 sayılı kararı). Buna karşılık süreli ipotekte sürenin sona ermesi ile ipoteğin teminat fonksiyonunu yitirdiği görüşü de öğreti ve uygulamada savunulmuştur(Köprülü, B/Kaneti, S; Sınırlı Ayni Haklar 2B, İstanbul 1982,1983 s. 347; Yargıtay 23. HD 2013/3451 E.-2013/4657 K. 04.07.2013 T.) Öğretide savunulan başka bir görüşe göre ipotek hakkının terkin edilmesi için sadece sürenin geçmesi yeterli olmayıp, ipotekle temin edilen alacağın da sona ermiş olması veya ipotek süresi içinde herhangi bir alacağın doğmamış olması gerekir(Akkaya, ESAS NO : 2025/1054

Tolga; İcra Hukuku Bağlamında Süreli İpotek, TAAD. s.12. s.182, aynı yönde Yargıtay 1. HD 2003/9022 E.-2003/11096 K. 21.10.2003 T.).

10.07.2019 tarihli 30827 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7181 sayılı Tapu Kanunun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 19. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 883. maddesine; “İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerine 09.06.1932 tarih ve 2004 sayılı İcra İflas Kanununu 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması halinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir.” hükmü, aynı Kanunun 3. maddesi ile; “2644 sayılı Tapu Kanununa geçici madde 4 eklenerek; 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 883 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yürürlüğe girdiği tarihten önce süresi dolmuş olmasına rağmen terkin edilmeyen süreli ipoteklerde anılan fıkrada belirtilen otuz günlük süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten başlar.” hükmü eklenmiş olup 28. madde ile de bu Kanunun birinci maddesi, üçüncü maddesi ile on dokuzuncu maddesinin 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen düzenlemeler gereğince özetle, süreli olarak tesis edilen 01.01.2020 tarihinden önce süresi sona eren ipoteklerde 31.01.2020 tarihine kadar, süreli ipoteklerden 01.01.2020 tarihinden sonra süresi sona eren ipoteklerde ise süre bitiminden itibaren 30 gün içinde alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlayıp İİK’nın 150/c maddesinde belirtilen şerhin taşınmaz üzerine konulmamış olması halinde, taşınmaz maliki, ipotek alacağı sona ermemiş olsa bile tapu müdürlüğünde ipoteğin terkin edilmesini sağlayabilir. İpotek alacaklısının süreli olarak kurulmuş ipotekte muaccel alacağı için süre bitiminden önce veya süre bitiminden itibaren 30 gün içinde, 01.01.2020 tarihinden önce süresi dolan ipoteklerde ise bu tarihten itibaren 30 günlük süre içinde takibe geçmesi ve İİK’nın 150/c maddesinde yazılı şerhi ipotekli taşınmazın tapu kaydına işlenmesi gerekmektedir.

Süreli ipotekle ilgili bu açık yasal düzenlemeler karşısında Dairemizin yerleşik kararlarından dönülmüş olup ipotek süresinin, asıl alacağın vadesi olarak nitelendirilmeyeceği görüşü benimsenmiştir(Yargıtay 12.HD. 2023/4123 E, 2024/1027 K, 07.02.2024 tarihli kararı).

İpotek süresi temel hukuka ilişkin ve alacağın niteliğinden bağımsız olarak taşınmazın alacağa sağladığı teminatın süresini göstermektedir. İpoteğin ana para veya üst sınır ipoteği olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Nitekim TMK 883. maddesinin ikinci fıkrası, ipoteğin türü ve alacağın niteliğini dikkate almaksızın ipotek süresinin ve otuz günlük sürenin dolması ile taşınmaz malikine ipoteği terkin etme yetkisi vermek sureti ile bu şekilde bir ayrıma olanak vermemektedir.

İpotek alacağa bağlı bir hak ise de; alacağın varlığı, muaccel olması miktarı ipotekten bağımsız olarak değerlendirilmelidir. İpotek akit tablosu içeriğinden, doğduğu anlaşılan bir alacak; ipotek akit tablosunda açıkça bir vadeye bağlanmışsa bu vadenin dolması ile akit tablosuna göre istendiği anda muaccel olacağı belirtilmişse o tarihte, bunların hiçbiri belirli değilse, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre alacağın istenebilir olduğu tarihte muacceliyet kazanır. Takibin başlatılabilmesinin şartı, alacağın muaccel olması olup, ipoteğin mevcut ve sicilden terkin edilmemiş olması, takibin ipotekli takip olarak yapılabilmesi için yeterlidir.

Buna göre icra takibinin dayanağı 31.12.2021 tarih ve 42536 yevmiye nolu ipotek akit tablosunda; "Termopet Akaryakıt Anonim Şirketinden aldığı 6.000.000,00 TL bedel mukabilinde diğer kredi için ... lehine 13/12/2021 tarihli bayilik sözleşmesi gereğince 1.derecede % 6 faiz ve F.B.K süre ile tacir ipoteği tesis ettiği"nin belirtildiği, devamında "....... Akaryakıt Anonim Şirketinden almış olduğu ve alacağı petrol ürünlerinin ve LPG ürünlerinin bedelleri, kredi, ariyeten almış olduğu teçhizat ve mevcut sözleşmelerdeki kar mahrumiyeti, şartlı cezailer ve bu alacakların faizleri dâhil her ne sebep ve suretle olursa olsun borçlu bulunduğu ve ileride borçlanacağı meblağların azami

6.000.000,00 TL'lik (Altımilyon Türk Lirası) kısmının teminatını teşkil etmek üzere..." açıklaması bulunmaktadır. İpotek belgesinde ipoteğe ilişkin bilgiler "Kayıt Tarihi: 31/12/2021, Süresi: 5 yıl, Bedeli: 6.000.000,00 TL, Faiz: Aylık %6 " şeklinde tesis edilen ipotek limit ipoteği olup feshi bildirilinceye kadar 5 yıl sürelidir. İpotek belgesindeki süre ipoteğin ne kadar süre teminat fonksiyonu göreceği ile alakalı olup temin ettiği alacağın vadesi olarak düşünülemez. Değişen içtihadımız uyarınca ipotek belgesinde yazılı 31.12.2021 kayıt tarihli ve 5 yıl süreli olup 31.12.2026 tarihi ipoteğin süresinin bitim tarihi olup vade tarihi olarak nitelenemeyeceği için bu tarihte alacağın muaccel olacağından söz edilemez.

İİK'nın ödeme emri başlıklı 149/b maddesinde 149 uncu madde de yazılı haller dışındaki muaccel alacaklar için "İcra müdürünün borçluya ve varsa taşınmaz sahibi olan üçüncü şahsa aşağıdaki kayıtlara uygun olmak üzere 60 ıncı maddeye göre ödeme emri gönderir." hükmünün lafzından takip talebini alan icra müdürünün ödeme emri göndermeden önce alacağın muaccel olup olmadığının incelemesi ve alacak muaccel ise ödeme emri göndermesi değilse göndermemesi gerektiği sonucu çıkarılabilir ise de Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre icra memurunun bu şekilde bir yetkisi bulunmamaktadır.

Zira alacağın muaccel olup olmadığının tespiti, alacağın esasına ilişkin bir araştırma gerekir. İpotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir borç ikrarına havi olmadığından alacağın muaccel olup olmadığı ancak alacaklının dayandığı diğer belgelerin incelenmesi ile anlaşılabilir. Taraflar icra dosyasına sunmadıkça icra müdürünün böyle bir araştırma yetkisi yoktur(Postacıoğlu, E.İlhan; İcra Hukuk Esasları, İstanbul 1982 s.373; Yücel, Tunç Müjgan; Banka Alacaklarının İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takibi, İstanbul 2010 s.209).

Şu hale göre somut olayda, üst sınır (limit) ipoteğine dayalı olarak takip talebi verilmesi üzerine icra müdürünce borçluya ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ödeme emri göndermesi gerekirken, ipoteğe konu alacağın henüz muaccel hale gelmeden takip yapıldığından bahisle takip talebinin reddine karar vermesi isabetsiz olup şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ :

Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 05.12.2024 tarihli ve 2024/232 E.-2024/1708 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,

Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 05.01.2024 tarihli ve 2023/1497 E.-2024/11 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.04.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Sn. ...'ın Karşı Oy Yazısı;

Uyuşmazlık; icra müdürlüğü işlemine yönelik şikayettir.

Takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı .... Akaryakıt ...A.Ş. tarafından davalı/borçlular ... Petrol...A.Ş. ve Zümra Petrolcülük...Ltd.Şti. aleyhine 23.10.2023 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmak istendiği, icra müdürlüğünce 24.10.2023 tarihinde ipoteğin süreli olduğu ve sürenin 31.12.2026 tarihinde biteceği, takip tarihi itibariyle alacağın henüz muaccel hale gelmeden takip yapıldığı gerekçesi ile takip talebinin reddi ile dosyanın UYAP kayıtlarının takibin iptali olarak kapatılmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin 25.10.2023 tarihli tensipten rücu edilmesi ile borçlular adına ödeme emri düzenlenmesi ve 150/c şerhi konulması talebi üzerine icra müdürlüğünün 30.10.2023 tarihli kararı ile icra dosyasında verilen 24.10.2023 tarihli tensip kararı ile birlikte takibin iptal nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verildiği ve dosyanın işlemden kaldırıldığı gerekçesi ile belirtilen hususlar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve talebin reddine karar verildiği, icra müdürlüğünün 24.10.2023 ve 30.10.2023 tarihli bu kararlarının şikayete konu edildiği görülmüştür.

Somut olayda; icra takibinin dayanağı 31.12.2021 tarih ve 42536 yevmiye nolu ipotek akit tablosunda; ...Akaryakıt Anonim Şirketinden aldığı 6.000.000,00 TL bedel mukabilinde diğer kredi için ... lehine 13.12.2021 tarihli bayilik sözleşmesi gereğince 1. derecede %6 faiz ve F.B.K süre ile tacir ipoteği tesis edildiği, 13.12.2021 tarihli bayilik sözleşmesinin 5 yıl süreli olduğu, ipotek belgesinde de ipotek süresinin 5 yıl olduğu anlaşılmıştır.

TMK’da ipoteğin süreli olarak kurulup kurulamayacağına dair açık bir hüküm bulunmamakla birlikte aksine bir hüküm de bulunmamaktadır. TMK'nın 883. maddesine 10.07.2019 tarihinde eklenen “İpotek süreli kurulmuş ise, sürenin bitiminden itibaren ipotekli taşınmaz üzerine İİK 150/c şerhinin konulmaması halinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir” hükmü de değerlendirildiğinde ipoteğin süreli kurulabileceği sonucuna varılmalıdır.

İpotek TMK 881/1. maddesi uyarınca halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla birlikte, doğması kesin ve olası bulunan herhangi bir alacak için kurulabilir. İpoteğin maddi yönden doğumu, varlığı, miktarı, sona ermesi alacak hakkına bağlıdır; güvence altına alınan alacağın hukuki durumu ve bu durumdaki değişiklikler doğrudan doğruya rehin hakkını da etkiler. İpotek, alacağa bağlı bir hak olduğundan alacağın sona ermesi, ipoteğin de sona erme sonucunu doğurur. Bu durumda da ipoteğin alacaklı talebi ile terkin edilmesi mümkündür (TMK 881, 102511) (A. Lale Sirmen- Eşya Hukuku 7. Baskı Sayfa 643,644).

İpoteğin süreli kurulması, Yargıtay uygulamalarına göre ipoteği kendiliğinden sona erdirmez. İpotek, sicilden terkin ile sona erer(Prof. Dr. Saibe Oktay Özdemir, Arş. Gör. Batuhan Akkuş, İpotek İle İlgili Makaleler sayfa 106-107).

Açıklamalardan anlaşılacağı üzere her ne kadar ipotek alacağa bağlı bir hak ise de; alacağın varlığı, muaccel olması, miktarı ipotekten bağımsız olarak değerlendirilmelidir. İpotek akit tablosu içeriğinden, doğduğu anlaşılan bir alacak; ipotek akit tablosunda açıkça bir vadeye bağlanmışsa bu vadenin dolması ile alacak herhangi bir senede (kambiyo senedi, sözleşme vs.) dayalı ve bu senetler de vadesi belirlenebilir halde ise belirlenen bu tarihte veya akit tablosuna göre istendiği anda muaccel olacağı belirtilmişse o tarihte, bunların hiçbiri belirli değilse, TBK hükümlerine göre karz alacağının istenebilir olduğu tarihte muacceliyet kazanır. Takibin başlatılabilmesi için koşul alacağın muaccel olması olup, ipoteğin mevcut ve sicilden terkin edilmemiş olması ise, takibin ipotekli takip olarak yapılabilmesi için yeterlidir. Doğmuş borç.ödenmediği sürece ipotek süresi alacağın takip edilebilmesinde sonuç doğurmaz. Her somut olayda; akit tablosu içeriğinden ve alacağa ilişkin diğer belgelerden borcun vadesinin açıkça belirlenebilir olup olmadığı, takibin alacağın vadesine göre süresinde başlatılıp başlatılmadığı araştırılmalıdır.

Süreli ipotekte, geçerli bir alacağın bulunması ve muaccel hale gelmesi koşuluyla, ipotek süresi dolmadan önce veya terkin edilmediği sürece ipotek süresi sona erdikten sonra da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir(İcra Hukuku Bağlamında Süreli İpotek, Yrd. Doç. Dr. Tolga Akkaya).

İİK'nın 149. maddesine göre, icra müdürünün ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte icra emri gönderebilmesi için birinci olarak ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini, ikinci olarak da alacağın muaccel olduğunu anlaması gerekir.

İİK'nın 149/b maddesi "149'uncu maddede yazılı haller dışındaki muaccel alacaklar için icra müdürü, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü şahsa aşağıdaki kayıtlara uygun olmak üzere 60 ıncı maddeye göre birer ödeme gönderir.

1.Ödeme müddeti otuz gündür.

2.Yedi gün içinde itiraz olunmaz ve 1 numaralı bendde yazılı müddet içinde borç ödenmezse alacaklının taşınmazın satışını istiyebileceği bildirilir." şeklindedir.

30.10.2023 tarihli dilekçede; alacaklı vekili ipoteğin ilamsız takip yoluyla paraya çevrilmesini istemiştir. İcra müdürü, alacaklının takip talebinin ekinde sunduğu ipotek akit tablosunun "kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını" içermediğini, örneğin "açılacak kredinin teminatı olarak", "borca karşılık azami limitli olarak", "borçlunun alacaklıdan aldığı ve alacağı malların teminatı olarak", "açılmış ve açılacak kredi ve eklerinden doğacak borçların aslî teminatı olarak", "kredilerden ve bankanın açtığı veya açacağı borçlardan doğmuş ve doğacak miktarlarına karşılık teminat olarak", "alacaklının cari hesap ve işleyecek faizlerinin teminatı olarak", kurulmuş olduğunu yani, ipoteğin ana para ipoteği olmayıp "üst sınır ipoteği" olduğunu saptarsa, borçluya ve ipotek 3. bir kişi tarafından gösterilmişse taşınmaz maliki 3. kişiye birer ödeme emri gönderir(İİK'nın 149/b maddesi).

İcra müdürlüğünce yukarıda bahsedilen hususları içeren takip talebi ve ekleri sunulduğu anlaşıldığından asıl borçlu ve ipotek maliklerine ödeme emrinin gönderilmesi gerekir. Bu husus süresiz şikayete tâbidir. Borçlular kendilerine gönderilen ödeme emrine itirazda bulunarak takibe karşı koyabilirler. Ödeme emrine vakî itirazın ise İİK'nın 150 ve 150/a maddeleri uyarınca tetkiki icabeder.

Dayanak takip dosyası incelendiğinde; davacı/alacaklı vekilinin 30.10.2023 tarihli talebiyle davalı/borçlular aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip talebinde bulunduğu görülmüştür. Bu durumda; icra müdürlüğünce asıl borçlu ve ipotek maliki aleyhine İİK'nın 149/b maddesine uygun olarak ödeme emri gönderilmesi gerekirken "takibin açıldığı tarih olan 24.10.2023 itibariyle alacağın henüz muaccel olmadığından bahisle ve re'sen takip talebinin reddi ile dosyanın UYAP kayıtlarının takibin iptali olarak kapatılmasına" şeklinde karar verilmesi isabetsizdir.

Yukarıda belirtilen nedenlerle; davacı/alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile icra müdürlüğünün 24.10.2023 ve 30.10.2023 tarihli kararları usul ve yasaya aykırı olduğundan, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiğinden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Dairemizin sayın çoğunluğunun kararına sonucu itibariyle katılmakla beraber gerekçe yönünden katılamıyorum.07.04.2025