"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre ilgilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 05.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
Üye ...’ın Karşı Oy Yazısı:
İİK'nın 18/1. maddesi "İcra mahkemesi arz edilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde BASİT YARGILAMA USULÜ uygulanır."
6100 sayılı HMK'nın "Basit Yargılama Usulü" başlıklı altıncı kısmının "Ön inceleme ve tahkikat" kenar başlıklı 320 nci maddesi şöyledir:
"(1) Mahkeme, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir.
(2) Daha önce karar verilemeyen hâllerde mahkeme, ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinler; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder. Tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanağa yazılır; tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.
(3) Mahkeme, tarafların dinlenmesi, delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemlerinin yapılmasını yukarıdaki fıkrada belirtilen duruşma hariç, iki duruşmada tamamlar. Duruşmalar arasındaki süre bir aydan daha uzun olamaz. İşin niteliği gereği bilirkişi incelemesinin uzaması, istinabe yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi gibi zorunlu hâllerde, hâkim gerekçesini belirterek bir aydan sonrası için de duruşma günü belirleyebilir ve ikiden fazla duruşma yapabilir.
(4) Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır."
6100 sayılı Kanun'un 320 nci maddesinin gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir:
"...İkinci fıkrada, yazılı yargılama usulünde yer alan ön inceleme aşamasının yerine geçecek olan, ilk duruşmada nelerin yapılacağı belirtilmiştir. Basit yargılama usulünde ilk duruşma, yazılı yargılamadaki ön inceleme aşamasının yerini almıştır. Bu duruşmada, daha önce dosya üzerinden karar verilmemişse, usule ilişkin (dava şartları ve ilk itirazlarla ilgili) hususlarla hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerine ilişkin hususlarda tarafların dinlenmesi; daha sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti yapılacaktır. Uyuşmazlık konularının tespit edilmesinden sonra hâkim, tarafları sulhe yahut arabuluculuğa teşvik edecek, tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların neler olduğu tutanağa yazılacak ve tutanağın altı hazır bulunan taraflarca imzalanacaktır. Tahkikat, bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülecektir..." şeklindedir.
Öte yandan 6100 sayılı HMK'nın 94 üncü maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararın hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması, taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin ESAS NO : 2025/1281
sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden olarak, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir.
Belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK'nın 320 nci maddesinde basit yargılama usulüne tâbi davaların kısa sürede tamamlanmasını sağlamak amacıyla birtakım farklı düzenlemelere yer verilmiş olması, Kanun'da yer alan diğer düzenlemelerin göz ardı edilebileceği anlamına gelmez. Zira somut uyuşmazlık bakımından henüz dilekçelerin sunulması aşaması tamamlanmadan ve tahkikata esas ilk duruşma (ön inceleme duruşması) yapılmadan tahkikat aşamasına geçilecek şekilde 23.12.2022 tarihli ön inceleme tensip tutanağının 9. ve 10. maddeleri uyarınca davalı/alacaklı vekiline delil avansı yatırmak üzere kesin süre verildiği, bu sürede delil avansının yatırılmaması halinde "bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı" ve mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtar edildiği anlaşılmıştır.
Ön inceleme tensip zaptı ile birlikte dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gününün davalı/alacaklı vekiline 28.12.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/alacaklı vekilinin ön inceleme duruşmasından önce duruşma talikine neden olmaksızın 27.03.2023 tarihinde öngörülen delil avansını yatırdığı anlaşılmıştır. 18.05.2023 tarihli ön inceleme duruşmasında ise İİK'nın 18/1. maddesi atfıyla HMK'nın 320/2. maddesi prosedürüne uygun ön inceleme duruşmasının yapılmadığı gibi tarafların sulh olup olmadıkları, sulh olmadıkları takdirde anlaşamadıkları hususlarının nelerden ibaret olduğunun tutanağa yazılmadığı ve ön inceleme duruşma tutanağının taraflarca da imzalanmadığı, doğrudan tahkikat safhasına geçilerek iki haftalık kesin sürede davalı/alacaklının 2.470,00 TL delil avansını tamamlamadığı ve ispat külfetini yerine getirmediğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmesi yukarıda ayrıntılı olarak anlatılan usul hükümleri, kanunun gerekçesi ve amacı ile Yargıtay'ın istikrarlı uygulamalarına (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 02.03.2015 tarih, 2014/5852 Esas-2015/2020 Karar sayılı kararı) aykırı görüldüğünden, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Belirtilen tüm bu sebeplerle temyizen incelenen kararın bozulması gerekirken, aksi yöndeki Dairemizin sayın çoğunluğunun onama şeklindeki görüşüne katılamıyorum. 05.03.2025