Logo

12. Hukuk Dairesi2025/1563 E. 2025/3199 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatife karşı düzenlenen kambiyo senedine dayalı takipte, kooperatifin müşterek imza kuralına aykırılık nedeniyle borca itiraz etmesi üzerine takibin durdurulması ve alacaklıya kötü niyet tazminatına hükmedilmesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Borçlu kooperatifin borca itirazının kabulü ile takibin durdurulması ve alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun kabulüyle asıl alacağın %20'si oranında tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, alacaklının temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Borçlu kooperatif takibe dayanak bonoda keşideci sıfatı ile kooperatif adına atılı tek bir imzanın bulunduğunu, kooperatifin müşterek imza ile temsil ve ilzam edildiğini, tek imza ile kooperatifin sorumlu olmayacağını ileri sürerek borca itiraz etmiş olup İlk Derece Mahkemesince itirazın kabul edilerek takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına, asıl alacağın %20 oranında tazminatın davalı alacaklıdan alınarak davacı borçluya verilmesine karar verilmiştir.

İİK’nın 169/a-6. fıkrası, borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklı, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedileceğini düzenlemiştir.

Anılan hüküm uyarınca alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle kabul edilmesi ve alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu bulunması şartları aranmakta olup mahkemece bu gerekçelerle borca itirazın kabulü halinde İİK’nın 169/a-5. ve 6. fıkraları uyarınca takibin durdurulması ile alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi zorunludur. Her ne kadar takip talebinde İİK’nın 58/3. fıkrasına göre yabancı para alacağının Türk lirası karşılığına takip talebinde gösterilmesi kamu düzeni ile ilgili ve mahkemece takibin her aşamasında kendiliğinden göz önünde tutulması gereken bir husus ise de kararı sadece alacaklının borca itirazın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz ettiğinden aleyhe bozma yasağı ilkesi nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmadığına göre takibin durdurulması kararına bağlı olarak alacaklı aleyhine asıl alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 615,40 TL temyiz ESAS NO : 2025/1563

harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 15.04.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Sn. ...'ın Karşı Oy Yazısı;

Örnek 10 nolu kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte davacı/borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebligat usulsüzlüğü şikayetinin yanı sıra çift imza gerektiğinden bahisle borca itirazla birlikte senet aslının icra kasasına sunulmaması nedeniyle takibin iptalini ve alacaklının kötü niyetli olmasından ötürü alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince; "...davanın kabulü ile İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün 2022/18213 Esas sayılı dosyasında davacı borçluya çıkartılan ödeme emrinin 16/11/2022 tarihinde tebliğ edildiğinin tespitine,

2-İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğü'nün 2022/18213 Esas sayılı dosyasından yapılan takibin davacı yönünden durdurulmasına,

3-Asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davalı alacaklıdan alınarak davacı borçluya verilmesine..." şeklinde karar verildiği, alacaklı tarafça kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği, bu kararın alacaklı yanca temyiz edildiği anlaşılmıştır.

İİK’nın 58. maddesinin 3. fıkrasında; alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarının ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı günün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiğinin ve faizinin, takip talebinde belirtilmesi gerektiği, yine aynı Kanun’un 60. maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde ise; alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, 58. maddeye göre takip talebine yazılması lazım gelen kayıtların ödeme emrinde bulunması gerektiği belirtilmiştir. İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 19/1-k maddesine göre hazırlanan Yönetmeliğe ekli örnek 11 numaralı ödeme emrinde de alacağın Türk Parasıyla tutarının gösterilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.

Buna göre; alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekir. Anılan noksanlık kamu düzeni ile ilgili ve devletin hükümranlık haklarına ilişkin olması nedeniyle takibin her safhasında re'sen göz önünde tutulmalıdır(HGK’nın 12.05.1999 tarih 99/12-271 E, 99/301 K. sayılı kararı).

Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; dayanak takip dosyasında mevcut 14.10.2022 tarihli takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığının gösterilmediği anlaşıldığından, davacı/borçlu yönünden kamu düzeni nedeniyle takibin re'sen iptaline karar verilmesi gerekirken, imzaya itirazın esası incelenerek takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsiz ise de temyiz edenin sıfatı dikkate alınarak belirtilen bu husus aleyhe bozma nedeni yapılamaz(Zira Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 02.10.2024 tarih, 2024/2743 Esas-2024/8015 Karar Sayılı kararı da benzer niteliktedir).

Ancak, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı/borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerektiğinden ve bu halde de kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ilişkin yasal düzenleme bulunmadığından, davalı/alacaklı aleyhine "asıl alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatına" hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması görüşünde olduğumdan, Dairemizin sayın çoğunluğunun aksi yöndeki yalın onama görüşüne katılamıyorum.15.04.2025