"İçtihat Metni"
Beyandan sonra mal ve kazançta olan artışı bildirmemek suçundan sanık ...’in beraatine dair Amasya İcra Ceza Mahkemesinin 19.12.2023 tarihli ve 2023/588 Esas, 2023/801 Sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ve sanığın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi uyarınca 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırılmasına dair Amasya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.01.2024 tarihli ve 2024/21 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 10.02.2025 gün ve 94660652-105-05-15512-2024-KYB sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2025 gün ve KYB-2025/22836 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-Müşteki vekilinin, sanığın mal varlığında meydana gelen artışları ve Sosyal Güvenlik Kurumu'na kayıtlı olarak çalışmasına rağmen bu durumu icra müdürlüğüne bildirmediğinden bahisle şikayetçi olduğu, 2004 sayılı Kanun’un 339/1. maddesinde yer alan "Sonradan kazandığı malları veya kazancında ve gelirinde vaki tezayütleri bu Kanun mucibince bildirmeye mecbur olan borçlu makbul bir mazereti olmaksızın yedi gün içinde icra dairesine taahhütlü mektupla veya şifahi surette bildirmezse ve bu mal veya kazancı asıl veya bedel itibariyle mevcut olduğu takdirde, on gün; mal veya kazancını asıl veya bedel itibariyle makbul bir sebep olmaksızın elden çıkarmışsa, bir aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, somut olayda sanığın eyleminin mal varlığındaki artışı bildirmeme kapsamında olup, 2004 sayılı Kanun'un 339. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekir iken anılan Kanun'un 340. maddesi uyarınca hüküm kurularak gerekçe ve hüküm arasında çelişki oluşturulmasında,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.11.2006 tarihli ve 2006/16.HD-220 Esas, 2006/231 Karar sayılı ilâmında yer alan, “Hapsen tazyik yaptırımında amaç, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak olduğundan, alt sınırdan belli bir ceza belirlenmesi gerekmemekte, yükümlülük yerine getirilene kadar ve en çok 3 ay süreyle kişinin yükümlülüğüne uygun davranması için zorlanması söz konusu olmaktadır. Bu nedenle kararda belli bir sürenin öngörülmesi, yaptırımın bu niteliğine aykırı olacaktır.” şeklindeki açıklama ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 339. maddesinde yer alan "Sonradan kazandığı malları veya kazancında ve gelirinde vaki tezayütleri bu Kanun mucibince bildirmeye mecbur olan borçlu makbul bir mazereti olmaksızın yedi gün içinde icra dairesine taahhütlü mektupla veya şifahi surette bildirmezse ve bu mal veya kazancı asıl veya bedel itibariyle mevcut olduğu takdirde, on gün; mal veya kazancını asıl veya bedel itibariyle makbul bir sebep olmaksızın elden çıkarmışsa, bir aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Bu cezalara alacaklının şikâyeti üzerine karar verilir. Kişi, icra takibine konu olan borcu tamamen ödediği takdirde, bu ceza düşer." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, disiplin ve tazyik hapsinin kısmî bir düzeni korumak amacıyla getirildiği, kişinin kendisinden beklenen yükümlülüğü yerine getirdiği takdirde serbest kalacağı cihetle, Amasya 4. Asliye Esas No 025/2072 Ceza Mahkemesinin 09.01.2024 tarihli kararı ile sanığın 10 güne kadar hapsen tazyikine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde 10 gün disiplin hapsine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Amasya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.01.2024 tarihli ve 2024/21 değişik iş sayılı kararının, CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendi uyarınca bozma nedeninin daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirdiği belirlendiğinden,
1-Sanık ...’in üzerine atılı beyandan sonra mal ve kazançta olan artışı bildirmemek suçunu işlediği sabit görüldüğünden eylemine uyan İİK'nun 339. maddesi uyarınca sanığın 10 GÜNE KADAR DİSİPLİN HAPSİ İLE CEZALANDIRILMASINA,
2-Müştekinin feragatı veya borcun itfa edilmesi halinde davanın ve bütün neticeleri ile birlikte cezanın İİK’nun 354 ncü maddesi uyarınca düşürülmesine,
3-Müştekinin kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.600,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak müştekiye verilmesine,
Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.