Logo

12. Hukuk Dairesi2025/950 E. 2025/2783 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haciz yapılan mahallin borçlunun adresi olup olmadığı ve haciz işleminin İİK'nın hangi maddesine göre yapılması gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Haciz yapılan yerin borçlunun ticaret sicili kaydındaki adresi ve aynı zamanda bono üzerinde keşide yeri olarak belirtilen adres olması, mahcuzların borçlunun elinde bulunduğu karinesini oluşturduğu ve mülkiyet karinesinin borçlu lehine işlediği gözetilerek, icra müdürlüğünün haczin İİK'nın 96-97. maddelerine göre yapmasının doğru olduğu ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiğine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi 3. kişi, icra mahkemesine başvurusunda; haciz esnasında borçluya ait hiç bir evrak olmamasına rağmen borçlu tarafın alacaklı ile anlaşmak sureti ile kötü niyetli şekilde eski tarihli ve geçerliliğini yitirmiş ortaklık sözleşmesi gerekçe gösterilerek haciz yapılmak istendiğini, icra müdürlüğünce hiç bir gerekçe olmadığı halde faturaların sunulmadığı gerekçesiyle İİK'nın 97. madde uyarınca işlem yapılarak mahkemeye dosyanın gönderilmesine karar verildiğini, icra müdürlüğü tarafından haczin İİK'nın 96-97 maddeleri uyarınca yapılmış sayılmasına ilişkin 20.12.2020 tarihli kararının iptali ile haczin İİK'nın 99. maddeye göre yapılmış sayılmasına dair karar verilmesini talep etmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, haciz yapılan mahallin borçlunun tebliğ yapılan adresi olmadığı, sunulan sözleşmelere göre borçlunun 01.12.2020 tarihli sözleşmeye göre şirketin ortağı olduğu, 15.01.2021 tarihinde yapılan ikinci sözleşmeye göre önceki sözleşmenin geçersiz olduğu, borçlunun yalnızca prim alabileceği anlaşıldığı, sonraki sözleşmeye göre ortadan kalkan adi ortaklık sözleşmesine dayanılarak borçlunun şahsi nitelikteki borcundan dolayı üçüncü şahıs şirketin iş yerinde yapılan hacizde karinenin borçlunun adresinin iş yeri olduğu ve ortaklık durumunun devam ediyor şeklinde kabul edilemeyeceği, hacizde borçluya ait belge ve evrak bulunmaması dosya kapsamı itibariyle mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; 3. kişinin istinaf başvurusunun istinafa konu edilen uyuşmazlık konusu değerin 66.090,00 TL'yi geçmemesi nedeniyle kesin olduğu gerekçesi ile HMK'nın 352. maddesi gereğince reddine, alacaklının istinaf başvurusunun ise haczin borçlunun adresinde uygulanmadığı, ödeme emri tebligat adresinin haciz adresi olmadığı, alacaklının cevap dilekçesinde kabul ettiği üzere borçlunun alacaklının araması üzerine haciz mahalline daha sonra geldiği, dolayısıyla borçlunun haciz sırasında haciz mahallinde hazır bulunmadığı, haciz mahallinde borçlunun haciz mahallinde faaliyetine devam ettiğine ilişkin herhangi bir belgeye rastlanmadığı, icra müdürlüğünce İİK'nın 99. maddesi uyarınca işlem yapılarak istihkak davası açmak üzere alacaklıya süre verilmesine karar verilmesi gerekirken İİK'nın 96 ve 97. maddeleri uyarınca işlem yapılmasının usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile esastan reddine karar verilmiş, istinaf kararı taraflarca temyiz edilmiştir.

1-Şikayetçi 3. kişi katılma yolu ile temyiz itirazlarının incelenmesinde;

02.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1. maddesinde; “İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir” hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir.

Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, vekalet ücretine ilişkin olup miktar itibariyle istinaf edilemeyecek karara ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır.

Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin REDDİNE,

2-Alacaklının temyizine gelince ise;

16.12.2022 tarihinde alacaklını talebi ile yapılan haczin, takibe konu dayanak bonoda keşide yeri olarak yazılan "Yeni Mahalle, Atatürk Bulvarı, No:8 ... " adresinde yapıldığı, bu adresin aynı zamanda borçlu ...'ün ticaret sicili adresi olduğu görülmüştür. Bu durumda, mahcuzların borçlunun elinde bulunduğunun ve mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğu, icra müdürlüğünce haczin İİK'nın 96-97. maddelerine göre yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

O halde şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Alacaklının temyiz itirazının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 09.12.2024 tarih ve 2024/779 E.-2024/3293 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,

İzmir 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 08.02.2024 tarih, 2024/46 E.-2024/95 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.