Logo

2. Hukuk Dairesi2019/7975 E. 2020/2908 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davalı-karşı davalı kadının, davacı-karşı davalı erkeğin akrabası tarafından gerçekleştirilen yaralama eylemine erkeğin sessiz kalmasını dikkate alarak tarafları eşit kusurlu bulması hatalı olup, kadının başka bir erkekle duygusal ilişki yaşamasının ağır kusur olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle de kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve erkeğin manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk Çınar'ın velayetinin düzenlenmesi, reddedilen manevi tazminat talebi, ve aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Taraflarca Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. madddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince, başka bir erkekle duygusal ilişki yaşadığı gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadın tamamen kusurlu bulunarak, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine, tarafların ortak çocuklarının velayetinin babaya verilmesine, davalı-karşı davacı kadın lehine aylık 150 TL tedbir nafakasına, davacı-karşı davalı erkek lehine 5.000 TL manevi tazminat verilmesine karar verilmiş, boşanma hükmü ve fer'ileri davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince, davalı-karşı davacı kadının Ethem isimli bir kişiyle duygusal ilişki içinde olduğunun sabit olmasına karşın, davacı-karşı davalı erkeğin akrabası olan Yener’in, davalı-karşı davacı kadına karşı gerçekleştiridiği yaralama eylemine, erkeğin sessiz kaldığı kabul edilmiş, gerçekleşen olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek, davalı-karşı davacı kadının davasının kabulüne, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 350 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat isteklerinin reddine, ortak çocuklarından Nihat’ın velayetinin babaya, Çınar’ın velayetinin ise anneye verilmesine karar verilmiştir Hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

3- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175).Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları davalı-karşı davacı kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

4-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-karşı davalı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların, erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, tarafların, sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50. 51) dikkate alınarak davacı-karşı davalı erkek yararına uygun miktarda manevi (TMK 174/2) tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz konu diğer bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 10.06.2020(Çrş.)