Logo

2. Hukuk Dairesi2020/1648 E. 2020/2477 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında davalı kadının kusurlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının, eşinin sadakatsizliği karşısında tepkisel davranışlar sergilemesinin ve ergin çocuklarının babalarıyla görüşmemesinin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, dosya kapsamında kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı değerlendirilerek boşanmaya karar veren yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında yerel mahkemece erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu nedenle ağır kusurlu olduğu, kadının ise ciddi boyutta rahatsızlık geçiren erkeği arayıp sormadığı, çocukları da göndermediği, evlenen çocuklarının davetiyelerine erkeğin ismini yazdırmadığı, bu nedenle kadının da az kusurlu olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı kadın tarafından davanın kabulü yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, kadının tedbir nafakasına ilişkin istinaf talebi kabul edilerek kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. Ergin olan çocukların babalarıyla görüşmeleri çocukların iradesine bağlıdır. Çocukların velayet altında olmayıp özgür iradeleriyle hareket ettikleri düşünüldüğünde bu çocukların babalarıyla görüştürülmediğine ilişkin vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesi doğru olmamıştır. Aynı nedenle, evlenen çocukların düğün davetiyelerine erkeğin isminin yazılmaması da kadına kusur olarak yüklenemez. Davalı kadının, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan davacı erkeğin geçirdiği hastalık sonucu erkeği ziyaret etmemesi ise tepkisel bir davranış niteliğinde olup bu vakıa da kadına kusur olarak yüklenemez. Dosya kapsamına göre davalı kadına yüklenecek başka bir kusurlu davranış da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.06.2020 (Salı)