"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Düzenlenmesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi talebi ile açılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde bulundurulması gereken temel ilke, “Çocuğun üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b). Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Yine, Türk Medeni Kanunu'nun 324. maddesinin ikinci fıkrasında; "Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir." hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, kişisel ilişkisi düzenlenen çocuğun “Serebral Palsi” hastası olduğu, %96 oranında engelli olduğu, hem fizik tedavi hem bireysel özel eğitim aldığı, nörolojik nöbet geçirme riskinin bulunduğu gibi, 25.04.2019 tarihli sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagog tarafından hazırlanan sosyal inceleme raporunda da gündüzlü kişisel ilişki kurulmasının çocuğun özel durumuna daha uygun olduğu yönünde görüş bildirilmiş olduğu da gözetildiğinde, davanın kabulü ile davalı ve çocuk arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.06.2021 (Çrş.)