"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, tamamına yönelik olarak; davalı tarafından ise gerekçe yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkeğin, Beykoz Aile Mahkemesi'nin 2012/322 esas-2012/277 karar sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, 2013 Eylül ayına kadar beraber yaşadıktan sonra ayrıldıklarını, boşanma kararının 02/12/2013 tarihinde kesinleştirildiğini, evin ve müşterek çocukların tüm ihtiyaçlarının evlilik süresince, boşanma davasının sonuçlanmasından ve kararın kesinleşmesinden önce geçen süre içinde de tarafından karşılandığını, dört yıl gibi bir zaman geçtikten sonra tedbir nafakası talebi ile icra takibi açıldığını, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğü 'nün 2016/13551 esas sayılı dosyasında talep edilen alacak miktarı bakımından borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “davacı tarafın, davalının icra takibine konu ettiği nafaka bedellerini ödemiş olduğuna dair bir belge sunmadığı gibi, nakden bu ödemeyi yaptığını da zaten iddia etmediği, icra takibine konu dönemde tarafların birlikte fiilen yaşamış oldukları kanıtlanmış olsa bile davacının bu süreçte müşterek çocuk için yapmış olduğu nafaka harici harcamalar nafaka yükümlülüğünün yerine getirilmiş olduğu şeklinde yorumlanamayacağı, bu süreçte çocuğu için yaptığı harcamaların velâyet hakkı kendisine bırakılmamış olan eşin ahlaki görevinin ifası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, nihayetinde icra takibine konu edilen süreçte çocuk yalnızca baba ile de birlikte de kalmamış, velâyet kendisine tevdi edilen annenin de bakım ve himayesinde bulunmaya devam etmiştir gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi tarafından davalının fiilen birlikte yaşadıkları dönem dışında kalan kısım için icra takibi yaptığının anlaşılmasına göre davanın reddinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, bu karara karşı taraflarca yukarıda belirtilen sebeplerle temyiz talebinde bulunulduğu görülmüştür. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, her ne kadar bölge adliye mahkemesi tarafından davalı alacaklı tarafından talep edilen nafakanın birlikte yaşanılmayan döneme ilişkin olduğu belirtilmiş ise de nafaka talebinin birlikte yaşanılan dönemi de kapsadığı, davacının yapıldığını iddia ettiği harcamaların ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere ahlaki ödevlerin gereği olduğu, bu döneme ilişkin nafaka borcunun ödendiğinin ispatlanamadığı, bölge adliye mahkemesinin gerekçesi doğru değil ise de istinaf talebinin esastan reddi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşılmış olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bölge adliye mahkemesi hükmünün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına (HMK m. 370/2) karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün gerekçesinin düzeltilerek ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 22.09.2021 (Çrş.)