"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Evlatlık İlişkisinin Kaldırılması
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, evlat edinen tarafından açılan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 318 inci maddesi kapsamında evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Evlatlık ilişkisi, genel olarak, evlat edinen ile evlatlık arasında mahkeme kararı ile kurulan yapay soybağını ifade etmek için kullanılan hukuki bir terimdir. Dolayısıyla, evlatlık ilişkisinin kurulması (evlat edinme), sonradan hukuk düzenince tanınan bir soybağı kurma yoludur. [Akıntürk, Turgut, Türk Medeni Hukuku Yeni Medeni Kanuna Uyarlanmış Aile Hukuku, İkinci Cilt, Yenilenmiş 9. Bası, Beta Basım Yayım Dağıtım AŞ, İstanbul, Mayıs, 2004, s.359; Koç, Evren (İÜHFM C. LXXIII, S. 1, 364 s. 363-388, 2015 )]
4721 Sayılı TMK sisteminde, mahkeme kararı ile kurulmuş olan bir evlatlık ilişkisi ancak 317 ve 318 inci maddelerde düzenlenen sebeplerin varlığı halinde, belirli kişilerin açabileceği evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası ile iptal edilebilir. Dolayısıyla, TMK uyarınca (belirli şartların varlığı halinde) kurulmuş ve (soybağı vb) hükümlerini doğurmuş olan bir evlatlık ilişkisi, ancak Kanunda istisnai ve sınırlı olarak sayılmış (numerus clausus) hallerde tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılabilecektir. (Koç, Evren a.g.e., sh. 382 ) Evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası, bozucu yenilik doğuran bir davadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu kapsamında geçerli bir şekilde kurulan evlatlık ilişkisinin sona erdirilmesi söz konusu olamaz. (Aydoğdu, Murat, Çağdaş Hukuki Gelişmeler Işığında Evlat Edinme, Ankara 2010, sh. 646; Dural, Mustafa/Öğüz, Tufan/Gümüş, Mustafa Alper, Türk Özel Hukuku Cilt III Aile Hukuku, İstanbul 2010, sh. 311) Zira, kan bağına bağlı olan soybağının tarafların anlaşması yoluyla sona erdirilmesi mümkün olmadığı gibi, evlat edinme yoluyla kurulan soybağının da sona erdirilmesi mümkün olmamalıdır. Bu ilkeye evlatlık ilişkisinin çözülemezliği denmektedir. (Aydoğdu, a.g.e sh.646) 743 sayılı mülga Medeni Kanun'un anlayışından ayrılan yürürlükteki 4721 Sayılı TMK, evlatlık ilişkisinin taraflarca keyfi bir şekilde kaldırılmasının önünü kapamıştır.
4721 Sayılı TMK'da evlatlık ilişkisinin tarafların iradesi ile sona erdirilmesi imkansız hale gelmiş olup, kanunda belirtilen haller dışında evlatlık ilişkisinin sona ermesi de mümkün olmayacak şekilde düzenlenmiştir. Kanuna göre, evlatlık ilişkisinin, evlat edinme için gerekli koşulların yerine getirilmemesi halinde mahkeme tarafından kaldırılması söz konusu olacaktır.
Kanun koyucu, yaptığı düzenlemeyle, evlatlık ilişkisi ile soybağı ilişkisi arasındaki farkları en aza indirgemeyi amaçlamıştır. Evlatlığın mirastan yoksun bırakılmasını veya mirasçılıktan çıkarılmasını gerekli kılacak bir durumun varlığı halinde, evlatlığın mirastan yoksun bırakılması ya da mirasçılıktan çıkarılması yine mümkün olmakla beraber, bu yoksun bırakma/mirasçılıktan çıkarma hali evlat edinen ile evlat edinilen arasındaki evlatlık ilişkisinin sona ermesi sonucunu doğurmayacaktır (Aydoğdu, a.g.e sh.664-665).
TMK’nın 318 inci maddesi gereği; evlât edinmenin esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakat olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya her ilgilinin evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebileceği, noksanlıkların bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, evlatlık ilişkisinin kaldırılması yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan kısa açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına konu evlat edinme işleminin Yenice Noterliği’nin 13.12.1989 tarih ve 00602 sayılı Evlat Edinme Sözleşmesi ile yapıldığı ve nüfus kayıtlarına işlendiği, eldeki evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının 02.10.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına dayanak teşkil eden olaylar; evlat edinilenin evlat olarak üzerine düşen vazifeleri yerine getirmediği noktasında toplanmaktadır.
TMK 6 ncı maddesine göre taraflardan her biri iddiasını ispatla yükümlü olup somut olayda iddiaların ispat külfeti davacı üzerinde bulunmaktadır.
Mahkemenin evlat edinme ilişkisinin kaldırılmasına yönelik davayı kabul gerekçesi mirasçılıktan çıkarılma sebeplerinin evlatlık ilişkisinin de sona erdirilmesinde de geçerli olduğu şeklindedir. Ancak; yukarıdaki açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını sistematik olarak sıkı kurallara bağlayan ve evlatlık ilişkisinin taraflarca keyfi bir şekilde kaldırılmasının önünü kapayan TMK'daki düzenlemeler de dikkate alındığında davacının iddiasının dahi evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebi olarak düzenlenmediği, bu sebeple ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27.12.2021 (Pzt.)