"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; evlendikten sonra İsviçre'de davalının ailesinin de yaşadığı konutta davalının annesi, babası, babaannesi ve kız kardeşi ile yaşamaya başladıklarını, davalının kazancının ailesi ile ortak olarak toplandığını, davalıya sadece harçlık verdiklerini, davalının agresif, en küçük şeylere bile sinirlenip kavga çıkaran yapısı nedeniyle çıkan tartışmalarda eşine şiddet uygulamaya başladığını, sürekli evde bırakarak arkadaşları ile gezmelere giden davalının eve çok geç saatlerde dönmeye başladığını, bu duruma tepki gösterince kendisine hakaretler ederek ve fiziksel şiddet uyguladığını, davalı erkeğin sürekli bilgisayar oyunları oynayarak evlilik birliğinin üzerine yüklediği vazifeleri yerine getirmediğini, eşi ile hiçbir şekilde ilgilenmediğini, başka kadınlarla bilgisayar üzerinden yazışmalar yaptığını, gerek davalı gerekse ailesinin yaptığı işleri beğenmeyerek kendisini aşağıladığını, ailesi ve kendisine sürekli hakaret ve tehdit içeren mesajlar gönderdiğini iddia ederek; tarafları evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin yargılama sonuna kadar tedbiren, boşanmaya karar verilmesi halinde tamamen davacı annelerine verilmesine, dava tarihinden başlamak üzere müvekkili için aylık 1.000,00 TL, tedbir ve yoksulluk, müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ortak çocuk Vesileyi'de yanına alarak sebepsiz evi terk ettiğini, eşini ve diğer iki müşterek çocuğu arayıp sormadığını, davacı yanın 12 Ocak 2017 tarihinde müşterek konutu terki sonrasında müşterek çocuk olan ...'ye bakamadığı iddiası ile Haziran 2017 tarihinden Ekim 2017 tarihine kadar müşterek konutta kaldığını, akabinde hiçbir gerekçe göstermeden, sebepsiz bir şekilde müşterek konutu terk ettiğini, müşterek konutun ihtiyaçlarıyla hiçbir zaman ilgilenmediğini, çocukların bakımı, eğitimi, öğrenimi, yaşantısından habersiz olduğunu, İsviçre Aile Mahkemesi'nde davacının açtığı bir dava bulunduğunu, 02.03.2017 tarihinde karara bağlandığını, kararda müvekkilinin müşterek çocuk ...'ye 420 Frank nafaka ödemeye mahkum edildiğini, müşterek çocuk ...'ye nafaka ödediğinden dolayı davacı yanın yeniden nafaka talep ... bulunmadığını, davacı tarafın İsviçre'de çalıştığını, yoksulluk nafakası talep etme hakkının bulunmadığını, müvekkilinin 2017 yılının Eylül ayından itibaren çalışmadığını, işsizlik maaşı aldığını tazminat ve nafaka taleplerinin reddi gerektiğini, şu anda dahi evlilik birliğinin son bulmaması ve müşterek çocukların daha fazla zarar görmemesi için evliliğini devam ettirme düşüncesi taşıdığını, davacı tarafın tarafları boşanmaya getiren olaylarda tam ve asli kusurlu olduğunu, dava koşullarının gerçekleşmediğini, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek; boşanma davasının reddine, mahkeme boşanma kararı verecek ise de tam ve asli kusurlu olan davacı aleyhine müşterek çocuklar ..., ... ve ... için ayrı ayrı, dava tarihinden itibaren 500,00 TL (toplam 1.500,00 TL) tedbir nafakasına hükmedilmesine, karar kesinleşince iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesine, müşterek çocuklar ..., ... ve ...'nin, dava boyunca geçici velâyetinin babaya verilmesine, kararla velâyetinin müvekkil babaya verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin kadın ...'de bağımsız bir konut temin etmeksizin kendi anne babasının üst katında yaşamaya mecbur bırakıp, kendisinin yurt dışına döndüğü, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise müşterek konut ve çocukların ihtiyaçlarıyla yeterince ilgilenmediği, kadının az erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk ... velâyetinin babaya verilmesine, anne ile şahsi ilişki tesisine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının iştirak nafakası talebinin reddine, erkeğin iştirak nafakası talebinin reddine, çocuk ... 18 yaşını doldurduğundan velâyeti ve iştirak nafakası yönünde karar verilmesine yer olmadığına, kusuru daha ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın için 15.000,00 TL maddî - 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinde dosyaya sunulan mesajların dikkate alınmadığını evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl ve tam kusurlu olanın erkek olduğunu, kendisine yüklenen kusurların sabit olmadığını, herhangi bir gelirinin bulunmadığını belirterek; kusur belirlemesi, çocuk Muhammedin velâyetinin babaya verilmesini, tazminat miktarını, iştirak ve yoksulluk nafakası talebinin reddini, lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesini istinaf etmiştir.
2.Davalı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Kusur belirlemesi, ortak çocukların bir arada olmasının üstün yararlarına olacağı bu nedenle çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğunu, kadın lehine maddî manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek; hükmün tümü yönünden kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurların isabetli olduğu, erkeğin ayrıca fiilen ayrı yaşanılan dönemde kadını ve ailesine karşı tehdit ve hakarette bulunduğu yönüyle kusurlu olduğu, tarafların yurt dışında yaşadıkları dönem itibariyle erkeğin bağımsız konut temin etmemesinin af kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira Türkiye'ye döndükten sonra da manevî anlamda bağımsız konutun tesis edilmediği ve eylemin temadi ettiği, kadına verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, davacı tarafın dosyaya sunduğu mesaj kayıtlarının dava tarihinden sonra oluşturulduğu anlaşılmakla erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin yerinde olduğu, nafakanın niteliği, müşterek çocuk ...'nin yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları, yabancı mahkeme ilamının tenfiz kararının bulunmaması dikkate alınarak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmolunması gerektiği, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır hükmüne amir olduğu, bu nedenle kadın lehine tedbir nafakası takdir edilmemesinin isabetsiz olduğu, kadın yararına hükmolunan tazminat miktarlarının az olduğunu, kadının geliri bulunduğundan ve yoksulluğa düşmeyeceğinden yoksulluk nafakası talebinin reddinin doğru olduğu gerekçesi ile; kadının velâyete ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf taleplerinin, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının kusur belirlemesi ve tazminat miktarlarına yönelik talebinin kısmen kabulüne, kusur oranı değişmemekle birlikte kusura ilişkin vakıaların gerekçede açıklandığı şekilde düzeltilmesine, iştirak nafakasına ve tazminatlara yönelik talebinin kabulüne ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadın yararına 80.000,00TL maddî, 80.000,00TL manevî tazminata, ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı erkeğe sadece tanık beyanları ile kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, asıl kusurlu olanın kadın olması sebebi ile yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ortak çocuk ... için İsviçre mahkemesi tarafından nafakaya hükmolunduğu halde yeniden hükmolunmasının ve İsviçre de çalıştığı halde kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve tedbir nafakası ile ortak çocuk ... yararına hükmolunan iştirak nafakası yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat, tedbir nafakası ve velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... yararına iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.