Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10070 E. 2023/613 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı ve birleşen boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı ve birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her üç boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin ilgisiz ve sinirli bir mizaca sahip olduğunu, zaman zaman alkol alışkanlığının olduğunu ve kendisine yönelik küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, evlilik birliğinin yaşanmaz bir hal aldığını, erkeğin kendisine şiddet uyguladığını ileri sürerek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesine, çocuk için aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının temizlik anlayışının olmadığını, beden temizliğini dahi yerine getirmediğini, davacının hamile olduğu dönemde çocuğun cinsiyeti konusunda bile müvekkiline yalan söylediğini, çocuğun tüm bakımlarıyla müvekkilinin ilgilendiğini, kadının çocuğu sürekli dövdüğünü, banyoya kilitlediğini, hastane kayıtlarında 24 yaşındaki annenin ikinci gebeliğinden birinci yaşayan çocuk ibaresinin bulunduğunu, müvekkilinin bu ikinci gebeliği davacıya sorduğunda rezalet çıkardığını ve ...'ta bulunan köye çekip gittiğini ve aylarca gelmediğini, köye gitmediği zamanlarda evde sürekli telefonuyla yaşadığını ve çocuğuyla ilgilenmediğini, yaşanılan son olayda müvekkilinin, kadının konuşmalarını takip eder hale gelmesinin kadını tedirgin ettiğini, sevgilisiyle yakalanacağını anlayan kadının yine evi terk etme planı yaptığını, hat dökümüne baktığında bir numara ile sıkça görüştüğünü gördüğünü, numaranın köyde evli ve iki çocuklu kişiye ait olduğunu öğrendiğini, köyde iki tarafı da iyi tanıyan bir akrabanın "köyde .'yle .'ı bilmeyen yok ., bu kadından sana kadın olmaz, gözünü seveyim benden duyduğunu deme, barındırmazlar köyde beni" diyerek müvekkilini uyardığını, bu anlatılanlardan sonra kadının ailesi için köye gitmediğini ve kendisini aldattığını anladığını ileri sürererk asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; ilk boşanma davası açıldıktan sonra da kadının zina eyleminin, gayri ahlaki ilişkilerinin ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının devam ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, çocuğuyla ve eviyle ilgilenmediği, ailesini bırakıp sık sık köye gittiği, erkeğin ise eşinin ailesine hakaret ve küfür ettiği, evlilik birliğinin sarsılmasında kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince birleşen dava yönünden ise kadının evlilik birliği içerisinde başka bir erkekle birlikte olduğu, erkeğin zina sebebiyle boşanma davası açmakta haklı olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına, sosyal inceleme raporu, çocuğun yaşı, beyanları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek ortak çocuk ...'nın velâyetinin babaya verilmesine ve anne ile kişisel ilişki tesisine karar verilmiş olup, ortak çocuk.'ın velâyetinin ise anneye verilmesine,. ile baba arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin ortak çocuk ... için talep etmiş olduğu tedbir nafakası talebinin reddine, erkeğin iştirak nafakası talebinin kısmen kabulü ile ... için aylık 450,00 TL iştirak nafakasının kadından alınarak erkeğe velâyeten verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili erkeğin kabul edilen karşı ve birleşen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, hükmedilen iştirak nafakası ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı ancak kadın hakkında zina davası açılması ve ispat edilmesi nedeniyle erkeğin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının zina davasının açıldığı 06.07.2021 tarihinden itibaren kaldırılmasına, kadının çalışmadığı ev hanımı olduğu gelirinin bulunmadığı gerekçesiyle kadının istinaf talebinin kabulü ile erkeğin iştirak nafakası talebinin reddine, tarafların diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu olduğunu ve müvekkilinin tazminatları ödeyecek durumunun olmadığını ileri sürerek; erkeğin kabul edilen karşı ve birleşen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek;kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, iştirak nafakasının reddi, kişisel ilişki, tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında tarafların kusurlu olup olmadığı, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı karşılıklı boşanma davalarının ve zinaya dayalı birleşen davanın kabulü ile tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakasına yönelik kararlar ile tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 161, 169, 174 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.