"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; kadının davası 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulüne ve erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ortak evinin ...'de olduğunu, kendisinin ...'da öğretmen olarak çalıştığını, kadının erkek ve ailesi tarafından maddî anlamda psikolojik baskı altında kaldığını, kısıtlamalar getirildiğini, çekirdek ailesine dahi ekomomik bağımsızlık bırakılmadığını, evine yapacağı market, manav alışverişine dahi karışıldığını, ekonomik şiddet uygulandığını, ailesine saygı ve sevgi göstermediğini, güvensiz ve aşırı kıskanç davranarak psikolojik baskı kurduğunu, her aradığında anında açmasını, mesajlarına anında cevap vermesini her adımından haberdar etmesini istediğini, ...'de olduğu bir vakitte erkek bir öğretmen arkadaşıyla telefonda konuşması üzerine, hakaret ettiğini, telefonunu elinden aldığını, bütün gün kadını odaya, tuvalete kilitlediğini, şiddet uyguladığını, bu olaydan sonra hem erkeğin hemde ailesinin baskısının daha da arttığını, sen kayanana, görümce nasıl oluyor görürüsün diyerek tehdit ettiklerini, bu hususa erkeğin sessiz kaldığını, en son gün erkeğin annesi diğer eve gidecekken kadının da kendileri ile gelmesini istediğini, kadının evde kalıp eşine yemek hazırlamak istediğini söylediğinde annesinin benim dediğimi eşşek gibi yapacaksın yoksa bu ... biter diyerek kadını evden kovduğunu, ertesi gün davalının annesinin felç geçirdiğini, akabinde erkeğin annesinin ortak eve yerleştiğini, evlilik sürecinde ekonomik ve psikolojik şiddete uğradığını, tarafların anlaşamadıklarını, fikren ve ruhen birbirlerine uyum sağlayamadıklarını ileri sürerek 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının dilekçesindeki iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğunu, tarafların evli kaldıkları yaklaşık 8 ay boyunca kadının ara ara gelip gitmelerle ve toplamda 1,5 ayı geçmeyecek bir birliktelikleri olduğunu, evliliğin ilk günlerinde kadının telefon konuşmasını duyduğunu, sorduğunda bu konuşmadaki erkek sesini inkâr edici sürekli yalanlar söylediğini, aklı ile dalga geçici hareketler yaptığını, telegram uygulamasına ait özel şifreyi gireceğini söyleyerek telefonu kırdığını, programın içindekilerin bu şekilde silindiğini, bu olayın evliliği temelden sarstığını ve derin şüphe içine soktuğunu, en son uygulamada "iyiki kapattık o geldi" yazısını gördüğünü, kadının ...’de kaldığı zamanlarda evde birlik görevlerini yerine getirmediğini, hiçbir zaman evi benimsemediğini ve eve misafir gibi gelip gittiğini, küçük düşürmeye çalıştığını, takıntılı şekilde baskı yaptığını, kendi dengi olması için memuriyete çalışması konusunda psikolojik baskı uyguladığını, erkeğin ailesini hor gördüğünü, ailesi ile arasına mesafe koymasını istediğini, eve gelen misafirlere saygısız davrandığını belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek lehine 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata, erkek lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine hakaret ettiği, ona fiziksel şiddet uyguladığı, eşinin maaş kartını elinden aldığı ve harcamaları nedeniyle eşine baskı yaptığı, müşterek konuta kendi kök ailesini yerleştirdiği, kadına atfedilen kusurların ispat edilemediği, kadının evlendikten yaklaşık iki hafta sonra ... arkadaşıyla içeriği belli olmayan konuşmasının HTS kayıtlarındaki olağan görüşmeler ve soyut tanık beyanları karşısında kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, ayrıca bu konuşmalara ilişkin olarak tarafların anlaştıkları ve davalının davacıyı affettiği, yaşanan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı, tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur durumları ve hakkaniyet ilkeleri göz önüne alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminat verilmesine, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; delillerin incelenmediğini, güven sarsıcı hareketlerde bulunan tarafın kadın olduğunu, iki adet fotoğrafın ve duyuma dayalı tanık beyanlarının fiziksel şiddeti ispata yetmeyeceğini, delil olarak sunulan iki adet CD'deki ses kayıtlarının çözümlemesinin yaptırılmadığı, CD'deki ses kayıtlarında kadının erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, sevmediğini açıkça belirtildiğini, istemediğini her fırsatta kadının dile getirdiğini, erkeğin maaşını beğenmeyerek sürekli kendisini memuriyete dahil olması gerektiği konusunda baskı yaptığını, müşterek konuta ailesini yerleştirdiği iddiasının somut olayın şartları göz önünde bulundurulduğunda kusur olarak erkeğe yüklenemeyeceğini, annesinin felç geçirdiğini ve tek başına yaşamasının mümkün olmadığı için annesini kendi evine getirdiğini, dosyaya gelen HTS kayıtlarında kadının sonu 33 39 numaralı biten telefonla aynı okulda görev yaptığı Deniz isimli şahısla yapmış olduğu görüşmelerin güven sarsıcı nitelikte olduğunun sabit kabul edilmesi gerektiğini, birçok sefer gece görüşmeleri olduğunu, boşanma davasında ağır kusurlu olan tarafın kadın olduğunu bu nedenle davasının kabulü ve kadının davasının reddine karar verilmesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin dosyaya sunduğunu iddia ettiği CD ile ilgili olarak incelenmediği iddiasında bulunmuş ise de bu delilin davalı-karşı davacının delilleri arasında yer aldığını, kusur belirlemesinde hata olmadığını, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığını, kadının davasının kabulünde ve erkeğin davasının reddinde isabetsizlik olmadığını, boşanmakla eşinin desteğini yitiren, kişilik haklarına saldırı oluşan kadın lehine tazminata hükmedilmesinin ve hükmedilen tazminatların miktarlarının hukuka uygun olduğu belirtilerek kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; erkeğin tam kusurlu olarak belirlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadının hareketlerinin dikkate alınmadığını, delillerin incelenmediğini, güven sarsıcı hareketlerde bulunan tarafın kadın olduğunu, fiziksel şiddete ilişkin dosyada delil bulunmadığını, iki adet fotoğrafın ve duyuma dayalı tanık beyanlarının bu hususu ispata yetmeyeceğini, delil olarak sunulan iki adet CD'deki ses kayıtlarının çözümlemesinin yaptırılmadığı, CD'deki ses kayıtlarında kadının erkeğe ve ailesine hakaret ettiğini, sevmediğini açıkça belirtildiğini, istemediğini her fırsatta kadının dile getirdiğini, erkeğin maaşını beğenmeyerek sürekli kendisini memuriyete dahil olması gerektiği konusunda baskı yaptığını, hakarette bulunduğunu, müşterek konuta ailesini yerleştirdiği iddiasının somut olayın şartları göz önünde bulundurulduğunda kusur olarak erkeğe yüklenemeyeceğini, annesinin felç geçirdiğini ve tek başına yaşamasının mümkün olmadığı için annesini kendi evine getirdiğini, dosyaya gelen HTS kayıtlarında kadının sonu ...33 39 numaralı biten telefonla aynı okulda görev yaptığı Deniz isimli şahısla yapmış olduğu görüşmelerin güven sarsıcı nitelikte olduğunun sabit kabul edilmesi gerektiğini, birçok sefer gece görüşmeleri olduğunu, boşanma davasında ağır kusurlu olan tarafın kadın olduğunu bu nedenle davasının kabulü ve kadının davasının reddine karar verilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, Mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile erkeğin davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Mahkemece her ne kadar erkeğe fiziksel şiddet uygulamak kusuru yüklenmiş ise de, fiziksel şiddet vakıasından sonra evlilik birliğinin devam ettiği, erkeğin bu kusurunun affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulünün gerektiği, erkeğe bu kusurun yüklenemeyeceği, dolayısıyla Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda erkeğin yine de tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
.