Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10135 E. 2023/656 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilip verilmeyeceği, ziynet alacağının olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, dosyadaki tüm deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları birlikte değerlendirilerek, davalı erkeğin ziynet alacağı davasının kabulü ile buna bağlı olarak verilen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine, davalı kadının tüm, davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının incelenmesi neticesinde ise, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma ve ziynet alacağı davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine, karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin boşanma davasının reddine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen ziynet alacağının toplam miktarı 23.845,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.094,06 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı erkeğin, kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile buna bağlı olarak kadın lehine hükmedilen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

Tarafların gerekli şartları taşıdığı anlaşılan boşanma davalarına yönelik temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle, erkeğin, birlikte yaşamaktan ve cinsel ilişkiden kaçındığını, maddi manevî destekte bulunmadığını, evin giderlerine katılmadığını, sen çalışacaksın diye evlendim dediğini, kadının alacağı çeyiz yardımı ile kadının borçlarını ödeyeceğini beyan etmesine karşın bu parayı kendi borçları ve ev eşyaları için kullandığını, rencide ettiğini, evde televizyon başında vakit geçirip eşine ilgisiz davrandığını,yaptığı yemekleri beğenmeyip kötü yaptığını söyleyerek aşağıladığını, ne normal hastalıklarında ne de tüp bebek tedavisinde maddi manevî destek olmadığını, ziynetleri düğün borcunu ödemek için aldığını, yeni evli olmaları sebebiyle ses çıkarıamadığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevî tazminata, düğünde takılan ziynet ve paraların bedelinin tahsiline, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, ... mahkemelerinin yetkili olduğu, yaşanmamış olayları birebir yaşanmış gibi aktarmaya başladığını, psikolojik sorunları nedeniyle tedavi ettirmek için uğraştığını, ancak tedaviye devam etmeyip kendisini tehdit ettiğini, ... isimli şahısla yaşadığı ilişkinin öğrenilmesi sebebi ile terk ettiğini, kadının ve ailesinin borçlarını ödediğini, lüks isteklerini karşılamaya çalıştığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının reddine, davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, 300.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- davalı kadının dinlenilen tanıklarının görgüye dayalı olmayan duyumdan aktarım beyanlara itibar edilemeyeceği, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda kusurunun olmadığı gerekçesi ile kadının davasının reddine; kadının ise, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, sadakat yükümlüğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının evlilik birliğine gerekli özeni göstermediği, arkadaşlar arasında kavga ederek rencide edici sözler söylediği, güven sarsıcı davranışta bulunmasının erkeğin kişilik haklarını ihlal ettiği belirtilerek erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kadının ziynet alacağı davasında ise, kadın tarafından ziynet eşyalarının rızası ile erkeğe teslim edildiği ileri sürülmüş, elinden zorla alındığı ya da iade edilmesi şartıyla verildiği şeklinde bir iddiasının olmadığı, bu haliyle erkeğe rıza ile verilen ziynet eşyalarının iade koşulları incelenmiş olup iadesini gerektiren bir olguya da rastlanılmadığı gerekçesi ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı - davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğunun açık olduğu, davasının reddine karar verilmesi ile erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğu, boşanma yüzünden ailesine muhtaç kaldığı bu nedenle nafakaya hükmedilmesi gerektiği, ziynet eşyalarının erkekte olduğu mahkemeninde kabulünde olduğuna göre, iade edilmemek üzere aldığının ispatının erkek tarafından yapılması gerektiğini ileri sürerek hükmün kaldırılmasını, esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tanıklarının duyumdan aktarım beyanlarının hükme esas alınmamasının doğru olduğu gerekçesi ile kadının davasının reddine yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine; erkeğin davasının kabulüne yönelik istinaf başvurusunun ise, İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenilen güven sarsıcı davranış vakıasından sonra tarafların evliliğinin devam ettiği, hatta tarafların birbirlerine aşk ve sevgi sözcükleri ile hitap ettikleri, erkek eşin, kadın eşe para göndermeye devam ettiği, bu durumda tarafların birbirini affettiği en azından hoşgördüğünün kabulünün gerektiği, dolayısıyla bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, ortada kadına atfı kabil yeni bir kusurlu davranışın olmadığı, erkeğin terk hukuksal sebebine ya da fiili ayrılık nedeniyle açılan bir boşanma davası olmadığından fiili ayrılığın tek başına boşanmaya sebebiyet vermeyeceği, anlaşmalı boşanma dışında tarafların kabul beyanlarının da hakimi bağlamayacağı gerekçesi ile erkeğin davasının da reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde erkeğin davasının kabulüne ve fer'îlerine karar verilmesinin doğru olmadığı; ziynet alacağı yönünden istinaf incelemesine gelindiğinde ise erkeğin ziynet eşyalarının varlığına itirazının olmadığı da dikkate alındığında tanık ...'nın beyanı ile birlikte erkeğin sunduğu kredi kullandığına ilişkin banka evrakı da gözetildiğinde kadının tüm ziynet eşyasının bozdurulduğunun kabulünün hayatın olağan akışına daha uygun olduğu, bu şekilde düğünde kadına takıldığı açık olan ve değeri tespit edilip davacı tarafça talep edilen tüm ziynet eşyasına ve paraya ilişkin talebin kabulünün gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince istinaf başvurusunun erkeğin boşanma davası ile kadının ziynet alacağı davası yönünden kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin boşanma davasının reddine, taleple bağlı kalınmak suretiyle kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının incelenmesinde görüleceği üzere erkeğin kusurlarının sabit olduğunu, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, paralarını ailesine gönderdiğini, birlikte yatmaktan ve cinsel birliktelikten kaçındığının tanık beyanları ile ispatlandığını ileri sürerek hükmün kendi davasının reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesinin hükme esas aldığı mesaj kayıtları incelendiğinde mesaj tarihlerinin evlilik süreci içinde kaldığının görüleceği, kadının 21.04.2022 tarihli celsede alınan beyanında güven sarsıcı davranışlarının kabul ettiğini, o tarihten sonra da tarafların bir arada yaşamadığını, hükme esas alınan tanık ...'nın evlilikleri süresince cezaevinde kaldığı dolayısıyla hiç bir olaya tanık olmadığını, duyumdan aktarım beyanlarda bulunduğu, tanık ...'nin beyanında da anlaşılacağı üzere ziynetlerin evlenmeden önce yaptığı, kendisinin borçları için bozdurularak harcandığının sabit olduğunu ileri sürerek hükmün kendi davasının reddi ile kadının ziynet alacağı davasının kabulü ile her iki davada verilen vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsilik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının ve erkeğin ayrı ayrı boşanma davalarının ve fer'îlerinin kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek aleyhine boşanma davasının reddi nedeniyle verilen vekâlet ücretinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-davacı erkek vekilinin ziynet alacağı davasının kabulü ile buna bağlı olarak verilen vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-davacı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Fatih'e yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.